Bayram arifesi… İnsanların evlerine bayramlık alma, çocuklarına harçlık hazırlama, kurban kesme telaşında olduğu, inanç ve huzurun dorukta yaşanması gereken günlerde… Devletin resmi kurumları, eli kalem tutan yöneticileri aracılığıyla, binlerce sözleşmeli emekçiye cep telefonlarından gönderdiği tek cümlelik bir mesajla bayramı zehire çevirdi.
“4-A kapsamındaki sigortalılığınız belirli süreli iş sözleşmenizin sona ermesi nedeniyle, 31.05.2025 tarihli işten ayrılış bildiriminiz, işveren tarafından yapılmıştır.”
Bu kadar. Ne bir açıklama, ne bir izah, ne de insanca bir veda.
Kiminin evinde kurbanlık parasına göz dikildi. Kiminin çocuğunun bayram sevinci çalındı. Kiminin sofrasına hüzün oturdu.
Bayramdan iki gün önce, binlerce aile tek mesajla geçim derdine, umutsuzluğa ve ruhsal çöküntüye itildi.
Bu kabul edilemez uygulamaya karşı en sert tepki AKSAÇLILAR Genel Başkanı Ahmet Bereket’ten geldi. Yazılı açıklamasında şunları söyledi:
“Böylesine özel ve manevi değeri yüksek bir günde, insanların gözünün içine baka baka yapılan bu uygulama ne vicdana ne de devlet adabına sığar. İşte bu yüzden diyoruz ki; Sayın Cumhurbaşkanım, bu yöneticiler oldukça sizin düşmana ihtiyacınız yok. Sizin oy kaybetmeniz için başka bir güç aramanıza gerek yok. O mesajları gönderen eller, zaten halkın kalbinden hükümeti siliyor.”
Bereket açıklamasında, sözleşmelerin neden yenilenmediğine dair herhangi bir gerekçe sunulmamasına, yalnızca “Temmuz’da yeniden değerlendirme yapılacak” denilerek insanların susturulmasına da tepki gösterdi.
“Bu nedir? Emekçiye aba altından sopa göstermek mi?” diye soran Bereket, şu sözlerle sert çıktı:
“CHP’li bir belediye yapsaydı bu kıyımı, mangalda kül bırakmazdınız! Ama şimdi ses yok. Çünkü yapan sizsiniz! Ama biz susmayacağız. Biz AKSAÇLILAR'ız. Biz Allah’tan başka kimseden korkmayız!”
Ahmet Bereket son olarak mesaj yoluyla işsiz bırakılanlara da seslendi:
“Boynunuzu bükmeyin. Rızkın sahibi yalnızca Allah’tır. Bu vebalin hesabı hem sandıkta hem mahşerde sorulacaktır.”
YORUM:
Bayramı kana bulamak, insanın yalnızca cebini değil onurunu da kırmak, binlerce kişiye bu şekilde muamele etmek, hiçbir siyasi akılla açıklanamaz. Kamu yönetimi hesap sorulabilirlikten çıkarsa, vicdan da devletle beraber çöker. Bugün atılan mesaj, yalnızca bir işten çıkarma değil; bir toplumun umuduna atılmış tokattır.
“4-A kapsamındaki sigortalılığınız belirli süreli iş sözleşmenizin sona ermesi nedeniyle, 31.05.2025 tarihli işten ayrılış bildiriminiz, işveren tarafından yapılmıştır.”
Bu kadar. Ne bir açıklama, ne bir izah, ne de insanca bir veda.
Kiminin evinde kurbanlık parasına göz dikildi. Kiminin çocuğunun bayram sevinci çalındı. Kiminin sofrasına hüzün oturdu.
Bayramdan iki gün önce, binlerce aile tek mesajla geçim derdine, umutsuzluğa ve ruhsal çöküntüye itildi.
Bu kabul edilemez uygulamaya karşı en sert tepki AKSAÇLILAR Genel Başkanı Ahmet Bereket’ten geldi. Yazılı açıklamasında şunları söyledi:
“Böylesine özel ve manevi değeri yüksek bir günde, insanların gözünün içine baka baka yapılan bu uygulama ne vicdana ne de devlet adabına sığar. İşte bu yüzden diyoruz ki; Sayın Cumhurbaşkanım, bu yöneticiler oldukça sizin düşmana ihtiyacınız yok. Sizin oy kaybetmeniz için başka bir güç aramanıza gerek yok. O mesajları gönderen eller, zaten halkın kalbinden hükümeti siliyor.”
Bereket açıklamasında, sözleşmelerin neden yenilenmediğine dair herhangi bir gerekçe sunulmamasına, yalnızca “Temmuz’da yeniden değerlendirme yapılacak” denilerek insanların susturulmasına da tepki gösterdi.
“Bu nedir? Emekçiye aba altından sopa göstermek mi?” diye soran Bereket, şu sözlerle sert çıktı:
“CHP’li bir belediye yapsaydı bu kıyımı, mangalda kül bırakmazdınız! Ama şimdi ses yok. Çünkü yapan sizsiniz! Ama biz susmayacağız. Biz AKSAÇLILAR'ız. Biz Allah’tan başka kimseden korkmayız!”
Ahmet Bereket son olarak mesaj yoluyla işsiz bırakılanlara da seslendi:
“Boynunuzu bükmeyin. Rızkın sahibi yalnızca Allah’tır. Bu vebalin hesabı hem sandıkta hem mahşerde sorulacaktır.”
YORUM:
Bayramı kana bulamak, insanın yalnızca cebini değil onurunu da kırmak, binlerce kişiye bu şekilde muamele etmek, hiçbir siyasi akılla açıklanamaz. Kamu yönetimi hesap sorulabilirlikten çıkarsa, vicdan da devletle beraber çöker. Bugün atılan mesaj, yalnızca bir işten çıkarma değil; bir toplumun umuduna atılmış tokattır.