25 Mart 2009. Bundan tam 15 sene önce. Yeni bir seçim çalışması arifesinde, İzmir il başkanı olarak sağa sola koştururken, çok sevdiğim ve güvendiğim üst düzey bir bürokrattan telefonuma gelen bir mesaj. Nereden bilecektim ki gelen mesajın ömrüm varsa yaşayacak olduğum hayatımı değiştireceğini. Gelen mesajda liderim, başkanım, ağabeyim, sadece benim değil tüm Türk-İslam Turan coğrafyasının kurtuluş umudu olarak gördüğü, yeniden güçlü, mazluma Yunus, zalime Yavuz olacak güçlü Türkiye'nin dirilişin sağlayacağına inandığımız, Anadolu'nun yiğit delikanlısı, hayatı boyunca elleri pisliğe, çamura bulaşmamış, Ülkücü hareketin efsane lideri Muhsin YAZICIOĞLU ve dava arkadaşlarımızı taşıyan helikopterin düştüğü bilgisi. Bu bilgiyi okuduğum ve o an yaşadığım duygu karmaşasını ömrüm oldukça unutmam, unutamam. Tam bir kaos ortamı. Bir taraftan ayrıntılı bilgi almak için arayan il yöneticilerim, ilçe başkanlarım, partimize gönül vermiş dava arkadaşlarım, bir taraftarda genel merkez dahil siyaset ve siyaset dışından tanıdığım üst düzey devlet görevlisi, bürokrat ulaşabildiğim kim varsa ayrıntılı bilgi almaya çalışan ben. Allah böyle bir durumu kimseye yaşatmasın. Bu karmaşık durum 3 gün boyunca devam etti. Bulundu, hala aranıyor, yaralı kurtuldu, hastaneye getiriliyor vesaire, vesaire vesaire. Netice köylülerin ulaştığı helikopter enkazı ve liderim Muhsin başkan dahil arkadaşlarımızın donmuş naaşları.
Aslında o gün donmuş olarak naaşlarına ulaşılan dava arkadaşlarımız ve Muhsin başkanın değil karlar altında kalan bizim umutlarımız daha da ötesi Devletimizin itibarıydı. Maalesef ki suikastin üstünden geçen 15 yıla rağmen bir arpa boyu yol alamamış, sadece tabiri caizse gaz almak için göstermelik olarak oda ailelerin çabaları ile açtığı davalarda verilen tirajı komik kararlar. 15 yıldır söylediğim gibi bu olay çözülene dek karlar altında kalan bizlerin ümitleri, Devletimizin itibarı olacaktır.
Cennet mekân Şehit liderimiz ardından söylenecek konuşulacak o kadar söz var ki, anlatmaya, konuşmaya, yazmaya kalksak kalemler, kağıtlar tükenir, kelimeler yetmez.
Bir sözümüzde Muhsin başkanımızın adının mirası ile makam, mevki sahibi olup söz konusu Muhsin başkan olunca yaşanan hadiseye "Suikast" bile diyemeyen gerek külliyede gerekse mecliste gerekse bürokrasinin çeşitli kademelerinde Muhsin başkanın naşının üstünden kendine pirim yapıp Muhsin başkanın ismiyle, onun mirasıyla kendine yer bulan ve bu ifadelerimden doyalı üstüne alınan kim varsa tüm midesi genişlere. Hani ne diyordu Cennet mekân" Bir saniyesine bile hükmedemediğiniz hâkim olamadığınız bir hayat için bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok"
Selam olsun önden giden dava arkadaşlarımıza, Selam olsun Üşüyorum şiirinde dediği gibi sonsuzluğun sahibine ulaşan Muhsin Başkanımız ve dava arkadaşlarımıza. Rabbim mekanlarını Cennet, efendimize komşu etsin.
Selam, sevgi ve saygılarımla
BİR YİĞİDİN ARDINDAN..
Yayınlanma :
25.03.2024 18:40
Güncelleme
: 25.03.2024 18:42


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: