İzmirli iş insanı Şafak Sol “Atatürk’ün izinde yürüyen bir kadın olmaya devam edeceğim. ”dedi.
Ünlü İş İnsanı ve atatürk sevdalısı bir kişi olan Şafak Sol ile Atatürk’ün ölüm yıl dönümü sebebiyle özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
10 KASIM DEYİNCE AKLINIZA İLK NE GELİYOR?
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Tarihimizin en önemli eseri, bir toplumun yüreği olup elinden tutan bir önderin yas günü. Çocukluğumdan beri benim için üzücü bir gün.
Çocukken her 10 Kasımda kendime söz verirdim. “ Onun izinde bir kadın olacağım. Çünkü: Kararlarında planlı olmaktan ziyade yokluğunda ülkesinin içine düşebileceği durumları öncesinden tespitle, ihtiyaç zamanlarında kullanılmak üzere atmıştır adımlarını.
“ Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Nutuk ’ile gençlere verdiği öğütler bin ömür.
10 kasım çerçevesi etrafında öz duygu salınımlarım ölçüsünde kelimelerimi sıralamaya çalışayım. 10 Kasım tüm dünyada 20. yüzyıla damgasını vurmuş, tek ve emsalsiz bir liderin ölüm yıldönümüdür.
Dünyada ve Türkiye’de insanların bildiği nesnel gerçeğin kendisidir. Atatürk Türk halkını arkasına ve yanına almış, Türk halkının arkasında durmuş, yanında yürümüş bir liderdir. Yeni Türkiye’nin özgür, bağımsız ve devamında korunması amacı ile Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Vatan millet için bu düşünceden yüce başka ne olabilirdi? Bugün çok şükür ki bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.
ATATÜRK’Ü ÖZLÜYOR MUSUNUZ?
ATATÜRK tüm dünyada Türkiye Cumhuriyetinin A dan Z ye, tüm sorunlarını çözebilme ve üstesinden yapıcı gelebilme yeteneğindeki en büyük liderdir. Onu kim aramaz ki. Başarılarındaki en büyük etken insan ve vatan sevgisidir. “ Her eğitimli Türk’ü seferber etmeliyiz. Bu ülkeyi büyük bir okula dönüştürmeliyiz” dediği sözü unutmamalıyız. Her zaman keşke 10 yıl daha yaşasaydı’ diyorum içimden.
Düşünelim. Herkes düşünsün.
Çünkü: Kişisel çıkarlar, bencillik ön planda, sen ben kavgası devam ederken memleket bitmiş. Bundan felaket ne olabilir ki. Düşmanın eline gelmiş dayanmış vatan için bir son, başlangıç gerekliydi.
Atatürk Cumhuriyet’i ilan etmeseydi, bizler bugüne kadar nasıl gelebilirdik? Bence öylece yaşayıp gidecektik? Türkiye’miz halâ Cumhuriyet’in külleri ile ayakta duruyor ve her defasında yeniden doğuyor.
Atatürk’ün halkına verdiği toplumsal cesareti, özgürlüğü, eğitimi kısacası bilinen devrimleri, siyasetçiyim diyen her bireyin ve devlet adamının aynı inançla devam ettirmesi şart. Bu nedenle tüm insanlara rol model kimliğinde ölümünden sonra tanıklık ettiğim bu özel insana layık olmaya devam etmek borcunu daima hissetmek özlemek sayılır ise evet tabi iki çok özlüyorum. Onu kim özlemez.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TÜRK KADINI DESEM NE SÖYLERSİNİZ?
Atatürk ‘önce insan’ diyerek milletin derdine derman aramış. Bunun için halkına, silah arkadaşlarına içini açmış, onlarla her şeyi ama her şeyi paylaşmış. Halkımız kadını, erkeği, genci, us ile seslenen bu yüreğe tüm kalbi ile cevap vermiş. Bir kök bir gövde birleşilmiş.
Atatürk’le bağ kurmak için Atatürkçü olmak gerekmiyor.
Ben son dört yılımda tüm Türkiye’yi karış karış gezip araştırmasını bizzat yaptım, yerinde tespit ettim. Hangi partiden olursa olsun her insan, nereye dönsem herkes Atatürkçü. Bir parti çatısı altında bulunmak başka bir şey. Atatürkçü olmak başka bir şey. Demek ki Atatürk herkese rol model. Herkesin saygısını, takdirini kazanmış.
Atatürk’ün kadına önem veren mücadelesinde nesnel gerçekler saymakla bitmez. Türk kadınının hikâyesi onunla başlamıştır. Bu hikâyede ilk önce kadınların yaşadıkları sorunlar toplumla yüzleştirilmiştir.
Kadının kendisini, toplumun kadını ve diğer diğerlerini keşfetmesini sağlamış. Ülkede kadınların kaderlerinin değişebileceğini herkes bilsin diye başvurduğu yöntemler tümden bütüne bir eksende ilerlemiştir. Eğitimden başlayan tüm sisteme kadınların dâhil olmasını herkese gerektiğinde tek tek yerinde anlatmıştır.
Ziya Gökalp “ Kadın yükselmezse, alçalır vatan. Samimi olamaz onsuz bir irfan” diyerek kadını destekleyen sözü de çok kıymetlidir. Kadının bugünlere gelmesi birden olmamıştır. Bugün 10 Kasım olduğu için en başa ‘mücadele kadınlarına ‘geriye gidip bakalım.
Fatma Aliye, Halide Edip Adıvar, Zehra Cilasun, Fahrünissa Hanım gibi kadınların Atatürk’ün kadını topluma kazandırma çabasını desteleyen amaçları ortaktı. Amaç: Türk kadınının “ dili, dini alet etmeden kadının iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir Müslüman olmasına katkıdan başka bir şey değildi.
Mesela: 18 Eylül 1921’ tarihinde Halide Edip’in “Dua Tepe” isimli yazısı; “ Azizin Karısı” ile 12 Eylül 1921 tarihinde yayınlanan; “ Üzeyir’in Karısı” başlıklı yazılar o yıllarda yaşanan kötü yaşantıları vurgulamaktadır. Müfide Ferit’ bir yazısında: “Gaziantep! Dünyada bir Türk kaldıkça senin ismin mukaddes tanınacak. Dünya durdukça senin gazi kalan Türklüğün ebedi bir timsalidir olacaktır.” diye topluma cesaret vermek üzere Gazianteplilere seslenirken tüm ulus halkının azmine şevkine katkı sağlamış ve kadına sosyal cesaret sağlamıştır. Atatürk ve Türk kadını denince önce bir duracak insan.
İşte bu kadınlar geliyor aklıma. O dönemlerde öz tercihlerinde us ile donanmış kadınlarımızı rahmetle, saygıyla anıyorum.
TÜRKİYE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü ANLAYAYA BİLİYOR MU?
Bence herkes çok iyi anlamış durumda ama âmâsı var. Onu her zaman ilk önce çocuklar çok iyi anlar.
Şöyle:
Atatürk’ün manevi unsurlara değer veren inançlı kişiliğinde aydın ve güçlü aklı diğer yönetim şekillerini çürütmüştür. Çıkardığı yasaların amacı halkın özgürlüğünü, maneviyatını. Ekonomik özgürlüğünü kollamak ve genişletmek olmuştur. Halkın çaresiz eli dizinde bağlı kalmasının kabul edilir olamayacağına kafa yoran bir lider. Tümden oluşturduğu akıl ile bizlere sağladığı temelli yapı çok güçlü. Atatürk özünde bu yüksek duygular baskın olduğu için istikrarlı çalışmaları sayesinde çalışmış, başarmış, giderek refaha ulaşan bir devlet kurmanın peşinden gitmiştir. Gençlerden ahlaki, insani, milli ve kültürel değerlerimizi korumaları için talepte bulunmuştur. Onların ailesini, vatanını, milletini seven, sayan, insan sevgisi ile yetiştirilmesi için gereğini yapmıştır.
- Kurulan örgüt ve kurumları kişilerle değil gerçeklerle yöneteceğiz. Mustafa Kemal Atatürk
- Bir toplumun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organı işlemez ise o toplum felç olmuş demektir. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz cahil dediğimiz vakit mutlaka mektepte okumamış olanları kast etmiyoruz. Kastettiğimiz ilim ve hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi; hiç okuma yazma bilmeyenlerden de hakikati görebilen âlimler çıkar.
- Bence iniş çıkışlara rağmen Cumhuriyetin bilinçli ilkeleri toplumda bilinçsiz bölünmelerin önüne geçecek, bu ilkelere her zaman sahip çıkılacak, bu vatan ve millet asla raydan çıkmayacak, kişisel çıkarların saplantısına yenik düşmeyecektir. Şafak Sol.
Ünlü İş İnsanı ve atatürk sevdalısı bir kişi olan Şafak Sol ile Atatürk’ün ölüm yıl dönümü sebebiyle özel bir söyleşi gerçekleştirdik.

10 KASIM DEYİNCE AKLINIZA İLK NE GELİYOR?
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Tarihimizin en önemli eseri, bir toplumun yüreği olup elinden tutan bir önderin yas günü. Çocukluğumdan beri benim için üzücü bir gün.
Çocukken her 10 Kasımda kendime söz verirdim. “ Onun izinde bir kadın olacağım. Çünkü: Kararlarında planlı olmaktan ziyade yokluğunda ülkesinin içine düşebileceği durumları öncesinden tespitle, ihtiyaç zamanlarında kullanılmak üzere atmıştır adımlarını.
“ Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Nutuk ’ile gençlere verdiği öğütler bin ömür.
10 kasım çerçevesi etrafında öz duygu salınımlarım ölçüsünde kelimelerimi sıralamaya çalışayım. 10 Kasım tüm dünyada 20. yüzyıla damgasını vurmuş, tek ve emsalsiz bir liderin ölüm yıldönümüdür.
Dünyada ve Türkiye’de insanların bildiği nesnel gerçeğin kendisidir. Atatürk Türk halkını arkasına ve yanına almış, Türk halkının arkasında durmuş, yanında yürümüş bir liderdir. Yeni Türkiye’nin özgür, bağımsız ve devamında korunması amacı ile Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Vatan millet için bu düşünceden yüce başka ne olabilirdi? Bugün çok şükür ki bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.
ATATÜRK’Ü ÖZLÜYOR MUSUNUZ?
ATATÜRK tüm dünyada Türkiye Cumhuriyetinin A dan Z ye, tüm sorunlarını çözebilme ve üstesinden yapıcı gelebilme yeteneğindeki en büyük liderdir. Onu kim aramaz ki. Başarılarındaki en büyük etken insan ve vatan sevgisidir. “ Her eğitimli Türk’ü seferber etmeliyiz. Bu ülkeyi büyük bir okula dönüştürmeliyiz” dediği sözü unutmamalıyız. Her zaman keşke 10 yıl daha yaşasaydı’ diyorum içimden.
Düşünelim. Herkes düşünsün.
Çünkü: Kişisel çıkarlar, bencillik ön planda, sen ben kavgası devam ederken memleket bitmiş. Bundan felaket ne olabilir ki. Düşmanın eline gelmiş dayanmış vatan için bir son, başlangıç gerekliydi.
Atatürk Cumhuriyet’i ilan etmeseydi, bizler bugüne kadar nasıl gelebilirdik? Bence öylece yaşayıp gidecektik? Türkiye’miz halâ Cumhuriyet’in külleri ile ayakta duruyor ve her defasında yeniden doğuyor.
Atatürk’ün halkına verdiği toplumsal cesareti, özgürlüğü, eğitimi kısacası bilinen devrimleri, siyasetçiyim diyen her bireyin ve devlet adamının aynı inançla devam ettirmesi şart. Bu nedenle tüm insanlara rol model kimliğinde ölümünden sonra tanıklık ettiğim bu özel insana layık olmaya devam etmek borcunu daima hissetmek özlemek sayılır ise evet tabi iki çok özlüyorum. Onu kim özlemez.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TÜRK KADINI DESEM NE SÖYLERSİNİZ?
Atatürk ‘önce insan’ diyerek milletin derdine derman aramış. Bunun için halkına, silah arkadaşlarına içini açmış, onlarla her şeyi ama her şeyi paylaşmış. Halkımız kadını, erkeği, genci, us ile seslenen bu yüreğe tüm kalbi ile cevap vermiş. Bir kök bir gövde birleşilmiş.
Atatürk’le bağ kurmak için Atatürkçü olmak gerekmiyor.
Ben son dört yılımda tüm Türkiye’yi karış karış gezip araştırmasını bizzat yaptım, yerinde tespit ettim. Hangi partiden olursa olsun her insan, nereye dönsem herkes Atatürkçü. Bir parti çatısı altında bulunmak başka bir şey. Atatürkçü olmak başka bir şey. Demek ki Atatürk herkese rol model. Herkesin saygısını, takdirini kazanmış.
Atatürk’ün kadına önem veren mücadelesinde nesnel gerçekler saymakla bitmez. Türk kadınının hikâyesi onunla başlamıştır. Bu hikâyede ilk önce kadınların yaşadıkları sorunlar toplumla yüzleştirilmiştir.
Kadının kendisini, toplumun kadını ve diğer diğerlerini keşfetmesini sağlamış. Ülkede kadınların kaderlerinin değişebileceğini herkes bilsin diye başvurduğu yöntemler tümden bütüne bir eksende ilerlemiştir. Eğitimden başlayan tüm sisteme kadınların dâhil olmasını herkese gerektiğinde tek tek yerinde anlatmıştır.
Ziya Gökalp “ Kadın yükselmezse, alçalır vatan. Samimi olamaz onsuz bir irfan” diyerek kadını destekleyen sözü de çok kıymetlidir. Kadının bugünlere gelmesi birden olmamıştır. Bugün 10 Kasım olduğu için en başa ‘mücadele kadınlarına ‘geriye gidip bakalım.
Fatma Aliye, Halide Edip Adıvar, Zehra Cilasun, Fahrünissa Hanım gibi kadınların Atatürk’ün kadını topluma kazandırma çabasını desteleyen amaçları ortaktı. Amaç: Türk kadınının “ dili, dini alet etmeden kadının iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir Müslüman olmasına katkıdan başka bir şey değildi.
Mesela: 18 Eylül 1921’ tarihinde Halide Edip’in “Dua Tepe” isimli yazısı; “ Azizin Karısı” ile 12 Eylül 1921 tarihinde yayınlanan; “ Üzeyir’in Karısı” başlıklı yazılar o yıllarda yaşanan kötü yaşantıları vurgulamaktadır. Müfide Ferit’ bir yazısında: “Gaziantep! Dünyada bir Türk kaldıkça senin ismin mukaddes tanınacak. Dünya durdukça senin gazi kalan Türklüğün ebedi bir timsalidir olacaktır.” diye topluma cesaret vermek üzere Gazianteplilere seslenirken tüm ulus halkının azmine şevkine katkı sağlamış ve kadına sosyal cesaret sağlamıştır. Atatürk ve Türk kadını denince önce bir duracak insan.
İşte bu kadınlar geliyor aklıma. O dönemlerde öz tercihlerinde us ile donanmış kadınlarımızı rahmetle, saygıyla anıyorum.

TÜRKİYE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü ANLAYAYA BİLİYOR MU?
Bence herkes çok iyi anlamış durumda ama âmâsı var. Onu her zaman ilk önce çocuklar çok iyi anlar.
Şöyle:
Atatürk’ün manevi unsurlara değer veren inançlı kişiliğinde aydın ve güçlü aklı diğer yönetim şekillerini çürütmüştür. Çıkardığı yasaların amacı halkın özgürlüğünü, maneviyatını. Ekonomik özgürlüğünü kollamak ve genişletmek olmuştur. Halkın çaresiz eli dizinde bağlı kalmasının kabul edilir olamayacağına kafa yoran bir lider. Tümden oluşturduğu akıl ile bizlere sağladığı temelli yapı çok güçlü. Atatürk özünde bu yüksek duygular baskın olduğu için istikrarlı çalışmaları sayesinde çalışmış, başarmış, giderek refaha ulaşan bir devlet kurmanın peşinden gitmiştir. Gençlerden ahlaki, insani, milli ve kültürel değerlerimizi korumaları için talepte bulunmuştur. Onların ailesini, vatanını, milletini seven, sayan, insan sevgisi ile yetiştirilmesi için gereğini yapmıştır.
- Kurulan örgüt ve kurumları kişilerle değil gerçeklerle yöneteceğiz. Mustafa Kemal Atatürk
- Bir toplumun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organı işlemez ise o toplum felç olmuş demektir. Mustafa Kemal Atatürk
- Biz cahil dediğimiz vakit mutlaka mektepte okumamış olanları kast etmiyoruz. Kastettiğimiz ilim ve hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi; hiç okuma yazma bilmeyenlerden de hakikati görebilen âlimler çıkar.
- Bence iniş çıkışlara rağmen Cumhuriyetin bilinçli ilkeleri toplumda bilinçsiz bölünmelerin önüne geçecek, bu ilkelere her zaman sahip çıkılacak, bu vatan ve millet asla raydan çıkmayacak, kişisel çıkarların saplantısına yenik düşmeyecektir. Şafak Sol.