Yılmaz Özdil’in 16 Mayıs tarihli “Hasan Tahsin” başlıklı yazısına cevap veren Zaman Gazetesi Yazarı Mustafa Armağan’ın ,Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’e adeta hakaret eden bir yazı yazması üzerine dönemin tanıklarından Ege Telgraf Gazetesi Genel Koordinatörü Can Suphandağlı Mustafa Armağa’a cevap niteliğinde bir yazı kaleme aldı.Suphandağlı,”ŞEHİT GAZETECİ HASAN TAHSİN” heykeli Konak meydanına,dönemin İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sabri Suphandağlı tarafından dikildiğini söylediİşte o yazı:“Hasan Tahsin Gerçektir”Sayın Mustafa Armağan,20 Mayıs 2012 tarihli Zaman Gazetesi’ndeki “Atatürk, Hasan Tahsin’in adını neden anmadı?” adlı köşe yazınızı okurken değerli bilgi birikimine sahip yazar, çizer ve araştırmacılarımızın kendilerini düşürdükleri duruma üzüldüm.Sizin gibi birçok konuda araştırmaları olan bir yazarın yine ülkemizin bir diğer değerli yazarına cevap vereceğim diye tarihe mal olmuş bir şahsiyeti yok saymak, küçük düşürmek ve değerlerimize hakaret ederken görmek inanın beni kahretti.Ben kimim? Ben beğenmediğiniz o Hasan Tahsin heykelini Konak Meydanı’na diktiren, Hasan Tahsin’le ilgili tüm araştırma ve incelemeleri yaptıran, o dönemin İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sabri Suphandağlı’nın oğlu Can Suphandağlı’yım…Çocukluğumun en değerli, en güzel olayları, benim, tüm İzmirlinin, tüm Türkiye’nin 15 Mayıs 1974 yılında Hasan Tahsin’in heykelinin başında 15 Mayıs 1919 yılında Yunan’a ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin ve şehit olan tüm Türklerin o gün anılması, onların ruhlarının şad olması.Siz Yılmaz Özdil’i sevmeyebilirsiniz, doğru bulmayabilirsiniz, yazı tarzını beğenmeyebilirsiniz, kaynaklarını doğru bulmayabilirsiniz; ama siz hiçbir şekilde tarihin sayfalarında bir kahraman olan, tüm yaşamınca kendi devletine bağlı bir Genç Osmanlıyı; bir gazeteciyi, ilk kurşunu Yunan’a sıkan düşman işgalinde ilk kurşunu sıktığı her şekilde belli olan (ki bu kaynakları nasıl bulamadınız şaşıyorum!!!) değerli bir insanı “tetikçi” diye bahsetmeniz üzerine size söyleyecek laf bulamıyorum.Hasan Tahsin iyi bir gazeteci ve vatanına, milletine bağlı bir vatanseverdir. Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrasında tarihimiz kahramanlıklarla doludur. Diyorsunuz ki neden Atatürk ve o dönemin yazarları Hasan Tahsin’den bahsetmemektedir.Onu nasıl bugün her şeyi yazılamıyor ve söylenemiyorsa ona yorun…Ayrıca heykeli o dönemin kudretli albayı Alparslan Türkeş’in dikilmesini emrettiğini söylüyorsunuz. Sayın Türkeş heykelin dikiliş sürecinde bir siyasetçi ve tarihini iyi bilen eski bir komutan olarak istemiş olabilir; fakat Hasan Tahsin, fikriyle heykeliyle, kitaplarıyla İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin, o günkü yönetiminin ve bu konuda kitaplar yazmış birçok değerli gazetecinin eseridir. Hasan Tahsin gerçektir, doğrudur…15 Mayıs 1974 yılında rahmetli Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk başkanlığında İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin organizasyonuyla, başta hükümet olmak üzere tüm muhalefet partileri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve tüm kurumların hazır olduğu İzmirlinin göğsünü açarak bağrına bastığı Gazeteci Hasan Tahsin ve şehit olan tüm halkımızı bağrına basarak muhteşem bir tören yapmıştır.O gün 10 yaşında bir çocuk olarak Türk Bayrağı’nı taşırken duyduğum gurur bugün dalga geçer gibi yazdığınız bu yazıyla kahıra bürünmüştür, yazıktır, günahtır ve ayıptır… Can Suphandağlı
MAGAZİN/KÜLTÜR SANAT
22 Mayıs 2012 - 12:36
CAN SUPHANDAĞLI NE CEVAP YAZDI?
Yılmaz Özdil’in 16 Mayıs tarihli “Hasan Tahsin” başlıklı yazısına cevap veren Zaman Gazetesi Yazarı Mustafa Armağan’ın ,Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’e adeta hakaret eden bir yazı yazması üzerine dönemin tanıklarından Ege Telg
MAGAZİN/KÜLTÜR SANAT
22 Mayıs 2012 - 12:36