Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 2014-2015 Öğretim yılı 37. Dönem mezunları, Buca Tınaztepe Yerleşkesi Amfi Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle diplomalarını aldı. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Köse, İzmir Tabip Odası Başkanı Opr. Dr. Suat Kaptaner, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları, diğer fakülte ve enstitülerin dekan ve yöneticileri, DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Refik Mas, akademik ve idari personel, öğrenciler ve velileri katıldı.
Toplam 247öğrencinin kep giydiği törende yeni mezunlar fakültenin en kıdemli Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Atilla Akkoçlu eşliğinde Hipokrat Adnı’nı okudu. Daha sonra dönem birincisi Dr. Özge Karaca yaş kütüğüne plaket çaktı. Okulu derece ile tamamlayan Dönem Birincisi Dr. Özge Karaca, Dönem İkincisi Dr. Şevin Erkmen, Dönem Üçüncüsü Dr. Abdülkadir Omut’a diplomalarını Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün verdi. Başarılı mezunlara Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canda plaket ve hediye sunarken, Tabip Odası Başkanı Dr. Kaptaner de hediyelerle kutladı.
Füzün: Akıl, Bilim ve Vicdan ile hareket ediniz
Rektör Füzün konuşmasında, 1982 yılında kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin bugüne kadar 200 bine yakın öğrenciyi Türkiye ve dünyaya yetiştirdiğini ifade ederek şu bilgileri verdi: “Dokuz Eylül Üniversitesi, 14 fakülte, 10 enstitüsü, 11 yüksekokulu, 50’yi aşkın araştırma merkezi, çok değerli hastanesi , 68 bini aşan öğrencisisi, 8 bine yakın çalışanı ile çok büyük bir ailedir. Gençlerimizin eğitiminde emeği çok olan tüm anne babaların yanı sıra hocalarımızı canı gönülden kutluyorum. Gençlere her zaman verdiğim öğütleri bugün bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Dört dörtlük insan olmak, dört temel erdeme sahip olmaktan geçer. Bunlar; hizmet + edep + hoşgörü + adalettir. Hizmet etmekten zevk alınız, angaryadan kaçmayınız. Edepte çok şey var. Saygı var, sevgi var, büyüğe hörmet, bilime saygı vs. var. Bir çok kapının anahtarı hoşgörüdür. Herkese karşı hoşgörülü olunuz. Bunu ne kadar başarırsanız o kadar mutlu olursunuz… Ve bir diğeri adalet, her şeyin önünde geliyor. 40 yıllık hekimim söyleyebilirim ki, her işin başı sağlık değil adalettir. Zira adaletin olmadığı bir toplumda sağlığınızın değeri kalmaz. İnançlarınızın tadını çıkarınız, ABV ile hareket ediniz. Yani Akıl, Bilim ve Vicdan. Bu üçünü mutlaka kullanınız. En son vereceğim nasihat, Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün temel ilkelerine sahip çıkınız. Hepinizi kutluyorum.”
İzmir Tabip Odası Başkanı Opr. Dr. Suat Kaptaner sağlıkta karamsar bir dönemde pırıl pırıl 247 gencin mezun olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Genç meslektaşlarım, sizlerle onur ve gurur duyuyoruz. Aslında karamsar bir sağlık ortamında bulunuyoruz. Ersin Arslan’ın yasını tutarken, geçen ay içinde Dr. Kamil Furtun kardeşimizin ölümünü gördük. Bütün bu sorunları hep birlikte dayanışma ile aşacağımıza inanıyoruz. Sizleri kutluyorum, sizi yetiştiren öğretim üyelerine, yöneticilerinize teşekkürlerimi sunuyorum.”
İnciraltı’na kız yurdu için bağış müjdesi
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda da eğitim ve öğretimde yaşanan sorunlara değindiği konuşmasında kız öğrenci yurdu yapımı için gelen bir bağış haberini davetlilerle paylaştı. Dekan Canda şöyle konuştu: “1 Mart 1978’de kurulan fakültemiz bugün 247 tıp doktoru ile birlikte toplam 5 bin 231 tıp doktorunu ülkemize kazandırmıştır. Tıp eğitimi özverili, masraflı, sürekli yenilenmesi gereken altyapı, nitelikli öğretim kadrosunu gerektiren bir eğitim sistemidir. İyi bir eğitim için yalnız öğrenci ve öğretim üyelerinin yeterli olması yetmiyor. Bu yıl toplam 1840 öğrenci ile eğitimi sürdürdük. Öğrenci kontenjanları son 6 yılda iki kez beklenenin üzerinde artırıldı. Tüm sınıflarda derslik, uygulama alanları, eğitim materyalleri yanı sıra yemekhane, okuma salonu, sosyal ortamlar sorunlarını hep gündemde tuttu. İnciraltı’nda bulunan devlete bağlı öğrenci yurtlarının koşullarının daha iyileştirilmesi, kapasitelerinin artırılması başlıca dileğimiz. Ayrıca bu yerleşkede 2 yıldır olmayan devlete bağlı kız öğrenci yurtlarının ivedilikle yapılmasını istiyoruz. Kız öğrencilerimizin bu durumunu öğrenen ve duyarlılık gösteren emekli öğretmen Ferhan Şahinci ve oğlu Ali Şahinci, merhum Prof. Dr. Ali Şahinci’den kendilerine intikal eden mülkü, Ali Ferhan Şahinci Kız Yurdu yapılmak üzere üniversitemize bağışladılar. Bu bağış için Şahinci ailesine sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Her ay maaşlarından gönüllü bağışlarla öğrencilerimize 20 yılı aşkın süredir burs veren akademisyenlerimize de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” Dekan Canda, sağlıkta şiddeti kınadıklarını belirtti, bu konuya ilişkin yasal düzenlemelerin de bir an önce yaşama geçirilmesini istediklerini ifade etti.
Fakülte birincisi Dr. Özge Karaca, insan hayatına katkıda bulunma idealleriyle başladıkları Tıp Fakültesi’nde yorucu bir maraton geçirdiklerini anlatırken, son yıllarda artan hekime yönelik şiddet eylemlerini kınadı. Dr. Karaca, “Başıma neler gelecek, kendimi nasıl koruyabilirim kaygısıyla değil, kendimi nasıl geliştirebilirim, hastalarıma nasıl daha faydalı olabilirim sorularıyla hekimlik hayatına başlamak istiyoruz. Kendisini iyileştirmeye çalışan kişilere duyulan bu öfkeyi anlamak zor. Sağlık çalışanları olarak içinde bulunduğumuz tüm bu zorlu şartlara rağmen derdine çare olduğumuz kişinin gözlerindeki minnettar bakış, kalbinden geçen iyi dilekler ve dualar bize tüm olumsuzlukları unutturacak, iyi ki bu mesleği seçmişim dedirtecektir. Bizlere nitelikli ve özverili eğitim veren DEÜ Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirmenin gururunu yaşıyorum. Tüm hocalarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Diploma törenine, Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı öğrencilerinin Napoliten Şarkıları ve Bale gösterisi renk kattı. Davetlilere yiyecek içecek ikramı yapıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: