Amacı kültür-sanatın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması olan Soyer Kültür Sanat Fabrikası bir ilke daha imza atıyor. Ankara Ekin Tiyatrosu’nun önümüzdeki sezon sahneleyeceği yönetmenliğini sanatseverlerin yakından tanıdığı Gürol Tonbul’un yaptığı Maskeliler (İntifada) Oyunu’nun özel gösterimi SKSF’de gerçekleştirilecek. Oyun 16 Temmuz günü saat 20.30’da ilk kez sanatseverler tarafından 15 TL’ye izlenebilecek. Yapımcılığını Faruk Güvenç’in üstlendiği oyunun ana teması şöyle:“Herkes başka türlü sevinir, başka türlü öfkelenir.
Herkes sevinç ve öfke sözcüklerinin hangi duygu ve davranışları doğuracağını bilir.
Ve herkes başka türlü ölür; yalnızlığın kahredici Filistin topraklarında...
Ölüm, Filistin'de olasılık halindeyken bile, gördüğünüzden daha başka dehşet uyandırır insanda.
Ve kan, herkesin damarından kırmızı akar orada da...
Ve herkesin zaafları başka başkadır. Herkesin yapacağı ve yapamayacağı, feda edebileceği ve yaşamak uğruna göze alabilecekleri farklı farklıdır bu coğrafyada. Maskeliler üç kardeşin gözünden bu kavramları sorgulayan bir oyun. Dünden bugüne, burnumuzun dibindeki bir coğrafyadaki soruna odaklanmamızı sağlayacak ilginç bir labirent…Ankara Ekin Tiyatrosu herkesin çözüm hafızasını yenilecek ve herkesin kanının kıpkırmızı aktığı gerçeğini hatırlatacak bir oyun, Maskeliler ile seyircisine Merhaba diyor.”Bu özel gösterim, Soyer Kültür Sanat Fabrikası Görsel Sanatlar Salonu’nda 16 Temmuz Pazartesi günü saat 19.30’da gerçekleştirilecek. MASKELİLER (İNTİFADA) Yazan Ian HatsorYöneten Gürol TonbulDekor Tayfun ÇebiKostüm Deniz DönmezIşık Serkan ŞentürkVokal Evrim ÖzkaynakYapım Faruk Güvenç Oyuncular: Turgay Tanülkü- Serdar Kamalıoğlu- Ömer Polat YÖNETMEN GÜROL TONBUL: MANTIĞIN GÜCÜ YA DA GÜCÜN MANTIĞI: MASKELİLER Dünya feci bir şiddet döngüsünde dönüp duruyor. Her geçen gün haritanın bir yeri kana bulanıyor. Kan gölü ve korkudan başka bir şey var etmeyen bu döngü barışın imkânsız olduğunu gösteriyor.Bu imkânsızın coğrafyasıdır Filistin. İsrail’in altmış yıldır işgal ettiği topraklar üzerinde bağımsız ve yaşanabilir bir dünya kurmaya çalışan Filistin halkı su kaynaklarını kullanmak, sınırlarını denetlemek, kendi ekonomisini kurmak ve serbestçe seyahat etme hakkını istiyor; tanımsız bir millet olma boyunduruğundan çıkmak istiyor. Kendi kaderini tayin etmek ve -eğer varsa- özgür dünya ülkeleri arasında – yer almak istiyor. Kısacası, insanca ve hakça yaşamak istiyor. Bu uğurda dökülen kanlar gazetelerle, ekranlarla, 13,5 inç bilgisayar ekranlarıyla önümüze geliyor her gün. Kan döküldükçe kalıcı bir barışın altını dinamitleyecek bir ortam giderek güçleniyor ve biz olan biteni sadece seyrediyoruz.Bu coğrafyada barış İsrail ve Filistin halkları arasında imzalanan bir belge değil, halklar arasında bir uzlaşma olarak algılanmalı. Bu uzlaşma ise, mantığın gücü yerine gücün mantığı kabul edildiği sürece pek mümkün görünmüyor. Filistin topraklarının işgali sürdüğü sürece, Filistinlilere özgürlük çok görülüyor demektir.O zaman ne yapmalı?Özgürlük arzuları, arayışları ve mücadeleleri uzun yıllardır reddedilen Filistin halkı, dünya üzerinde belki de, bir gücün işgali altında yaşayan tek halk. Dünya bu işgali, bu baskıyı ya da aşağılamayı nasıl hoş görebilir? Baskı ve hayal kırıklıkları arasında yaşanan insan ölümlerine nasıl sessiz kalabilir insan? Şiddet karşısında utanç verici bir suskunluğa nasıl bürünebilir dünya?O zaman ne yapmalı?İşte bu soruları sorarken ve –sorarsak- karşımıza çıkar sanat (tiyatro) denilen vazgeçilmez olgu.İsrail –Filistin arasındaki çatışmalar devam ederken adaletin gücünü arayan bir oyundur Maskeliler.Maskeliler ya da diğer adıyla İntifada (Filistinlilerin İsrail işgaline karşı başlattıkları direnişin adı) ) dünden bugüne, burnumuzun dibindeki bir coğrafyadaki soruna odaklanmamızı sağlayacak ilginç bir labirentin önünde bırakıverir bizi…Kendi coğrafyalarında, labirentlerinde ve kendi iç dünyalarında yalnız üç kardeşin öyküsüdür tanık olduğumuz: ve Halit’in ve Naim’in ve Davut’un.Gergin bir atmosferde sınırları çizilmiş, can derdine düşmüş üç insan buluruz karşımızda…Üç kardeşin, kendi haklı dünyalarında özgürlük ve bağımsızlıkları için kararlılık ve öfkelerinden başka hiçbir şeyleri yoktur.Ve bu labirentte üçünün de istemeden bulaştığı bir pislik mutlaka vardır ve bu dünyada onurlu, özgürlükçü, anti emperyalist bir barışı savunmak için sanata ve sanatla pekişen mantığın gücüne her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır. Gürol Tonbul
Herkes sevinç ve öfke sözcüklerinin hangi duygu ve davranışları doğuracağını bilir.
Ve herkes başka türlü ölür; yalnızlığın kahredici Filistin topraklarında...
Ölüm, Filistin'de olasılık halindeyken bile, gördüğünüzden daha başka dehşet uyandırır insanda.
Ve kan, herkesin damarından kırmızı akar orada da...
Ve herkesin zaafları başka başkadır. Herkesin yapacağı ve yapamayacağı, feda edebileceği ve yaşamak uğruna göze alabilecekleri farklı farklıdır bu coğrafyada. Maskeliler üç kardeşin gözünden bu kavramları sorgulayan bir oyun. Dünden bugüne, burnumuzun dibindeki bir coğrafyadaki soruna odaklanmamızı sağlayacak ilginç bir labirent…Ankara Ekin Tiyatrosu herkesin çözüm hafızasını yenilecek ve herkesin kanının kıpkırmızı aktığı gerçeğini hatırlatacak bir oyun, Maskeliler ile seyircisine Merhaba diyor.”Bu özel gösterim, Soyer Kültür Sanat Fabrikası Görsel Sanatlar Salonu’nda 16 Temmuz Pazartesi günü saat 19.30’da gerçekleştirilecek. MASKELİLER (İNTİFADA) Yazan Ian HatsorYöneten Gürol TonbulDekor Tayfun ÇebiKostüm Deniz DönmezIşık Serkan ŞentürkVokal Evrim ÖzkaynakYapım Faruk Güvenç Oyuncular: Turgay Tanülkü- Serdar Kamalıoğlu- Ömer Polat YÖNETMEN GÜROL TONBUL: MANTIĞIN GÜCÜ YA DA GÜCÜN MANTIĞI: MASKELİLER Dünya feci bir şiddet döngüsünde dönüp duruyor. Her geçen gün haritanın bir yeri kana bulanıyor. Kan gölü ve korkudan başka bir şey var etmeyen bu döngü barışın imkânsız olduğunu gösteriyor.Bu imkânsızın coğrafyasıdır Filistin. İsrail’in altmış yıldır işgal ettiği topraklar üzerinde bağımsız ve yaşanabilir bir dünya kurmaya çalışan Filistin halkı su kaynaklarını kullanmak, sınırlarını denetlemek, kendi ekonomisini kurmak ve serbestçe seyahat etme hakkını istiyor; tanımsız bir millet olma boyunduruğundan çıkmak istiyor. Kendi kaderini tayin etmek ve -eğer varsa- özgür dünya ülkeleri arasında – yer almak istiyor. Kısacası, insanca ve hakça yaşamak istiyor. Bu uğurda dökülen kanlar gazetelerle, ekranlarla, 13,5 inç bilgisayar ekranlarıyla önümüze geliyor her gün. Kan döküldükçe kalıcı bir barışın altını dinamitleyecek bir ortam giderek güçleniyor ve biz olan biteni sadece seyrediyoruz.Bu coğrafyada barış İsrail ve Filistin halkları arasında imzalanan bir belge değil, halklar arasında bir uzlaşma olarak algılanmalı. Bu uzlaşma ise, mantığın gücü yerine gücün mantığı kabul edildiği sürece pek mümkün görünmüyor. Filistin topraklarının işgali sürdüğü sürece, Filistinlilere özgürlük çok görülüyor demektir.O zaman ne yapmalı?Özgürlük arzuları, arayışları ve mücadeleleri uzun yıllardır reddedilen Filistin halkı, dünya üzerinde belki de, bir gücün işgali altında yaşayan tek halk. Dünya bu işgali, bu baskıyı ya da aşağılamayı nasıl hoş görebilir? Baskı ve hayal kırıklıkları arasında yaşanan insan ölümlerine nasıl sessiz kalabilir insan? Şiddet karşısında utanç verici bir suskunluğa nasıl bürünebilir dünya?O zaman ne yapmalı?İşte bu soruları sorarken ve –sorarsak- karşımıza çıkar sanat (tiyatro) denilen vazgeçilmez olgu.İsrail –Filistin arasındaki çatışmalar devam ederken adaletin gücünü arayan bir oyundur Maskeliler.Maskeliler ya da diğer adıyla İntifada (Filistinlilerin İsrail işgaline karşı başlattıkları direnişin adı) ) dünden bugüne, burnumuzun dibindeki bir coğrafyadaki soruna odaklanmamızı sağlayacak ilginç bir labirentin önünde bırakıverir bizi…Kendi coğrafyalarında, labirentlerinde ve kendi iç dünyalarında yalnız üç kardeşin öyküsüdür tanık olduğumuz: ve Halit’in ve Naim’in ve Davut’un.Gergin bir atmosferde sınırları çizilmiş, can derdine düşmüş üç insan buluruz karşımızda…Üç kardeşin, kendi haklı dünyalarında özgürlük ve bağımsızlıkları için kararlılık ve öfkelerinden başka hiçbir şeyleri yoktur.Ve bu labirentte üçünün de istemeden bulaştığı bir pislik mutlaka vardır ve bu dünyada onurlu, özgürlükçü, anti emperyalist bir barışı savunmak için sanata ve sanatla pekişen mantığın gücüne her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır. Gürol Tonbul