ESRA KAPAR
1974 yılından bu yana her yıl 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olması nedeniyle çeşitli paneller, etkinlikler ve sempozyumlarla dikkat çekmek isteyen TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, bu yıl da hazırladıkları çevre raporu ile yetkililere seslerini duyurmaya çalışacak. Teması “Yeşil ekonomi” olarak belirlenen 2012 yılı 5 Haziran Çevre Günü’nde Türkiye genelindeki durumdan yola çıkarak İzmir’deki çevre sorunlarını değerlendiren TMMOB İzmir Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil İnay Kınay, “Yeşil Ekonomi olarak tanımlanan kavram yalnızca enerji verimliliği, sürdürülebilir kalkınma, doğal varlıkların korunması ve geliştirilmesi değil, aynı zamanda sosyal eşitliğin sağlanmasıdır” dedi. 2B yasası ile İzmir ilinin 1/3 büyüklüğünde bir alanın orman vasfını yitirdiği gerekçesi ile yapılaşmaya açılmasını ve ekosistemin en önemli unsuru olan ormanların geri dönüşümsüz bir biçimde tahrip edilmesinin yasallaştığını belirten Kınay, çevre konusunda sosyal gelişimin sürekli kılındığı ve katılımcı çağdaş bir yönetim anlayışına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Dünya üzerinde 1,1 milyar insanın temiz içme suyuna, 2,6 milyar insanın da temel temizlik koşullarına erişemediğini de sözlerine ekleyen Helil İnay Kınay, çeşmeler içtiğimiz suların ne kadar sağlıklı olduğunun da düşünülmesi gerektiğine vurgu yaparak, 2005 yılında Yatağan’da, son olarak bu yıl içerisinde Amasya’da yaşanan hastalıklara dikkat çekti. Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Kınay, Türkiye’de 2 bin 950 belediyeden yalnızca 206 belediyenin arıtma yöntemi ile halka su hizmeti verebildiğini açıklayarak, bu belediyelerden de 77’sinin fiziksel, 96’sının konvansiyonel ve sadece 33’ünün ise gelişmiş arıtma sistemi kullandığının altını çizdi.
“Yönetim politikaları değişmeli”
Basın açıklamasını yapan Oda Başkanı Helil İnay Kınay, Çevre Kanunu’nun yayımlanmasının üzerinden 29 yıl, Çevre Bakanlığı’nın kuruluşunun üzerinden ise 21 yıl geçtiğini söyleyerek, “Sayıları 50’yi aşan yönetmeliğin yayımlanmasına rağmen ülkemizin çevre kalitesinin korunup geliştirildiğini, ülke yönetiminde ekonomik kalkınma ile doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin hale geldiğini söylemek mümkün değil” dedi. İzmir’de öne çıkan iki çevre sorunu olarak Körfez ve katı atık bertaraf sistemleri konusunda da değerlendirmede bulunan Kınay, katı atık bertaraf fabrikasında şu an belediyenin yer sorunu yaşadığı için bir adım atamadığını fakat en kısa zamanda bu sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğini belirterek, oda olarak kendilerinin de bu konuda çalışmalar yaptıklarını söyledi. Körfezin temizlenmesinin ise çok sistemli ve doğru yöntemlerle gerçekleştirildiğini düşündüklerini ifade ederek, tam olarak temizlenmesinin ise uzun yıllar alacağını söyledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: