Gerçek bir yaşamdan ilham alan “Yalnız Bir Adamın Hikayesi”, izleyenleri kalpten kalbe uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Hem yönetmenliğini hem oyunculuğunu üstlenen Ercan Kubaş, kendi hayatını sahneye taşıyarak yalnızlık, umut ve baba–kız sevgisini etkileyici bir biçimde anlatıyor. Eserin yazarı ise Kubaş’ın kızı Yağmur Kubaş.
Bir dönem sokaklarda yaşam mücadelesi veren Ercan Kubaş, yıllar sonra yaşadıklarını tiyatro perdesine taşıdı. Kızının kaleme aldığı metinle geçmişini yeniden canlandıran sanatçı, oyunu “bir teşekkür” olarak tanımlıyor:
“Ben bu oyunu yaşamadan oynayamazdım. Bu, tiyatrodan çok bir teşekkür. Hayata, kızıma, beni hiç tanımadan hisseden insanlara…”
“Yalnız Bir Adamın Hikayesi”, sadece bireysel bir yaşam öyküsü değil, aynı zamanda toplumun sessiz çığlığını da sahneye yansıtıyor. Oyunda dışlanmış, unutulmuş insanların duyguları; bir baba ile kızının sevgi bağıyla birleşiyor.
Seyircilerin derin bir sessizlikle izlediği oyun, her sahnelenişinde büyük yankı uyandırıyor. Kubaş, sahnede her defasında yeniden doğduğunu söylüyor:
“Ben sahneye çıktığımda sadece bir oyun oynamıyorum. Kızımın kelimeleriyle yıllarca içimde taşıdığım yalnızlığı anlatıyorum. Her cümlede yeniden doğuyorum.”
Kubaş, bu hikayenin sadece kendisine ait olmadığını da vurguluyor:
“Bu, her gözyaşını içine akıtan annenin, sessiz kalan babanın, köşede unutulan insanların hikayesi. Bir ülkenin vicdanıdır aslında.”
Her gösterim sonunda uzun süre ayakta alkışlanan oyun, güçlü finaliyle izleyicilerin kalbine dokunuyor. Ercan Kubaş, oyunun etkisinin sahnede bitmediğini belirtiyor:
“Bu oyun, sahnede bitmiyor. Evde, yürekte, vicdanda devam ediyor. Çünkü bu, insan olmanın hikayesi.”
Etiketler:
#YalnızBirAdamınHikayesi #ErcanKubaş #YağmurKubaş #Tiyatro #BabaKızHikayesi #GerçekHikaye #SahneSanatları #İnsanOlmak #DuygusalTiyatro #KültürSanat
Yorumlar
Kalan Karakter: