Diyanet İşleri Başkalığı dinin doğru öğretilmesine öncülük yapma açısından önemli bir kuruluş olması gerekir, ama geçen zaman gösteriyor ki hep bir baskı altında tutulmuş, gelişmesine fırsat verilmemiş. Gün gelmiş o kirli emellere hizmet eden darbelerden sonra başkanlık koltuğuna bir albay çullamıştır.
Dün akşam eski Diyanet Resimiz Mehmet Görmez Hocayı izledim, bir çok faydalı şeyler ifade ettiği gibi, “2010 yılına kadar bu ülkede bir güç diyanetin elini kolunu bağlamış, FETÖ hareketine ise her türlü imkan vermiş” dedi.
7 yıllık başkanlığı döneminde vatandaş her geçen gün umutlu, mutlu olurken bilinmeyen bir nedenle Görmez hocanın görevden alındığını gördük. Görevden alınmasına birileri bahane uydurmasına rağmen hiçbir gerekçe de inandırıcı gelmedi, hatta Cumhurbaşkanımız o haşmetli liderliğiyle dahi buna net bir cevap veremedi.
Mehmet Görmez Hocayı başkanlık sürecinde epey yakından izledim. İnanın keşke şunu şöyle değil de böyle yapsaydı diyebileceğim pek bir söz, fiil yada duruşunu bulamadım. Tabi diyanetin iç işleyişi hariç ben onu tam bilemem.
İslami açısından değerler eğitimini gündeme getirip bu konuda geceli gündüzlü faaliyet gösteren, elinden geldiği kadar İslami kavramların içini doldurmaya çalışan bir Başkan olarak akıllarda kaldı.
Mesela şunlar anlamlı, orijinal ifadeler ve fiiller olup ona aittir,
*Kürt meselesi kardeşlik edebiyatı ile değil, kardeşlik hukuku ile çözülür.
*Bana atanmış imam değil, adanmış imam lazım.
*Bir imamın yıllar yılı cemaatinde bir artış olmuyorsa suçu kendinde arasın, böyle bir imam gerçekten namaz kıldırma memurudur.
*İlk defa Kürtçe Mevlüt okuyup, Kürtçe Hutbe irad ederek Kürt vatandaşlarımızın yüreğine su serpti.
*Bir seminerde bini aşkın imaların olduğu bir toplantıda bir Kürt İmama Kürtçe vaaz ettirerek Türk kardeşlerimizin empati yapmalarını sağlayan bir Reysül ulamaydı.
Ben onun hakkında “Yılın bürokratı, diyanet reisidir.”, “O bir Reis-ül ülemadır”, “Mehmet Görmez hocamızın ardında” başlıklı yazılar yazdım. O zaman birileri utanmadan “yaz yaz herhalde sana da bir şeyler dağıtır” diyerek o hakikatleri örtbas etmeye çalışıyordu.
Onun önemli tasarruflarından biri de Doç.Dr.Mustafa Sarıbıyık gibi sağlam birini danışmanlığına almasıydı. Mustafa bey Kahramanmaraşlı olup, akademik hayatının uzun bir bölümünü Diyarbakır’da icra etmiş, nitelikli bir vatan evladıdır. Duyduğum kadarıyla bu günlerde ona da bir leke sürme çalışmaları var.
Diyanetin bir Müfettişi güya FETÖ ile iltisakı olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma açmış, vay müfteri vay! Sen kim? Mustafa Sarıbıyık kim?
Mustafa Sarıbıyık FETÖ ile mücadele ederken senin diyanetinden o zaman tıs çıkmıyordu, Diyarbakır’da bir çok nitelikli insanın bir araya gelmesine ev sahipliği yapan İlim Yayma Cemiyeti aracılığı ile bir erkek diğeri kız öğrencilerine barınma imkanı veren yurtlar açtı. Neyse ki ondan sonra Dr. Burhan İşleyen gibi alim ve amil bir müftü şehrimize geldi de şehrin maneviyatı nispeten canlandı.
Ben Diyarbakır küçük Millet meclisini üç yıl yönettim. Vekil müvekkil buluşmasını sağlayan bu meclis TBMM takvimine bağlı çalışıp aylık gündemle ilgili fikrimizin TBMM’ye ulaşmada bize bir fırsat veriyordu.
Yanılmıyorsam 5 yıl önceydi, bir toplantımızın gündemi Soma faciasıydı ben de Dicle Üniversitesi’nden bir işletme hocasını ve özel öğretimden de iş sağlığı ve güvenliği hocasını çağırmıştım. Bir baktım Mustafa bey beni aradı, dediği şuydu: “Eyüphan bey o işletme fakültesinden getirdiğin hocanın FETÖ’cü olduğunu bilmiyor muydun? Niye onu ön plana çıkarıyorsun?” diye bana sitem etti. Ben o hocaya lise yıllarında manevi rehberlik yapmış, iman, ibadet konusunda yol göstermiştim, beni seviyor, sayıyordu, ama FETÖ ile irtibatlı olduğunu bilmiyordum.
Ama ta o günden beri Mustafa Bey beni uyarmıştı. FETÖ konusunda bu kadar hassas olan Mustafa Sarıbıyık hakkında ne hakla FETÖ ile irtibatı var iftirası ile soruşturma açılıyor, anlamakta zorlanıyorum. İşte çamur at izi kalsın tam da bu olsa gerek.
Görmez ve Sarıbıyık ikilisi bu ülkenin yüzlerce değerlerinden iki babayiğittirler, bu ülke bu tür değerlerin sayesinde şahlanabilir. Onlarla uğraşanlar sadece kendini küçük düşürürler.
Mehmet Görmez hocamızın diyanetten ayrılmasından bu yanı maalesef Riyasette bilinmeyen bir boşluk yaşanıyor, diyanetin boynu bükük kaldı.
Benden söylemesi.
Yorumlar
Kalan Karakter: