Türkiye’de yaşayan bir bir Türk vatandaşı olarak kafamın almadığı bir türlü kabullenemediğim hükümetin uygulamış olduğu bazı kararları yazmak istedim. Sizlerde yazımı okuduktan sonra bir düşünün uygulanan bu kararlar ülkemiz adına hayırlı mı olmuş, hayırsız mı? Vatandaş istemiş mi, karşı mı çıkmış? Sizler karar veriniz.
TC. SİMGELERİNİN KALDIRILMASI
Mesela Türkiye Cumhuriyetinde neden tabelalardan Türkiye Cumhuriyetini simgeleyen baş harfleri olan TC. Kaldırıldı.
TC ibaresinin kaldırılması tek bir olay değildir ve farklı kurumlarda farklı zamanlarda farklı gerekçelerle gerçekleştirilmiştir. Bakın zaman içinde nasıl kaldırılmış. Adeta uyuta uyuta ağır ağır. Bazı önemli örnekler:
2012:
Halk Sağlığı Kurumu: "Tanıtıcı Bayrak ve Tabelalar" konulu yazıda, tabelalarda sadece Sağlık Bakanlığı logosu ve yazı dışında başka unsurlara yer verilmemesi talimatı verildi. Bu talimatla birlikte Halk Sağlığı Kurumuna bağlı kurumların tabelalarından T.C. ibaresi kaldırıldı.
2013:
Bazı valilikler: Bursa, Balıkesir ve Denizli valiliklerinin tabelalarından T.C. ibaresi kısa süreliğine kaldırıldı. Daha sonra bu durum tepkilere yol açtı ve T.C. ibaresi tekrar tabelalara eklendi.
2016:
Ziraat Bankası: Bankanın bazı şubelerinde tabelalardan T.C. ibaresi kaldırıldı. Banka, bunun "ticari unvanı kısaltma" gerekçesiyle yapıldığını açıkladı.
2022:
Diyanet İşleri Başkanlığı: Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerin tabelalarından T.C. ibaresinin kaldırılması için genelge yayınladı. Bu genelge büyük tepkilere yol açtı ve iptal edildi.
2023:
Bazı üniversiteler: Kayseri Erciyes Üniversitesi'nin Sabancı Kültür Merkezi'nin girişindeki tabeladan T.C. ibaresi kaldırıldı. Bu durum da tepkilere yol açtı.
Yani onca sorun varken benim güzel ülkemden neden TC kaldırılır benim için muammadır. Soru işaretidir.
SINIRLARIMIZDAN MAYINLARIN TEMİZLENMESİ
Türkiye, 2010 yılında birden bire Suriye sınırındaki mayınları temizleme kararı aldı.
Söylenen, bir İsrail firması mayınları temizleyip burada 44 yıl boyunca “organik tarım” yapacaktı.
Az kalsın ihale İsrail’e veriliyordu. Ülkede kıyamet koptu ortalık karıştı.
Ülkemizin o dönem sigortası kaskosu olan Anayasa Mahkemesi ihaleyi iptal etti. Sonrası hükümet tarafından mayın temizleme işi Türk Silahlı Kuvvetlerine verildi.
Türkiye, Suriye sınırındaki mayınlarını temizledi, 900 kilometre sınırda giriş çıkış sorunu kalmadı.
Sonra ne oldu bir yıl sonra yani 2011 yılında Suriye’de iç savaş çıkartıldı ve O mayınları temizlenmiş sınırlarımızda halen bugünümüze kadar 10 milyon Suriyeli ellerini kollarını sallayarak ülkemize giriş yaptılar. Hiçbir kimlik kontrolleri yapılmadan ne olduğunu bilmediğimiz 10 milyon üzeri nüfus ülkemizin tüm şehirlerine sessizce yerleştiler.
Avrupa Birliği, sınırlarınızı mayınlardan temizleyin, faturası benden dedi. Hükümetimiz bu fırsatı kaçırmadı tabiki de.
Hiç vakit kaybetmeden Doğu Anadolu’daki sınırların mayınları temizlendi.
Yani Irak, İran, Azerbaycan ve Ermenistan sınırları…
Ne yazardı sınırlarımızda “Hudut namustur” hep bu sözle övünmedik mi? Maalesef mayınları kendi ellerimizle temizledik. Sonunu düşünmedik hele hele “namusun elden gideceğini” hiç düşünmedik.
Ya mayınları temizlerken verdiğimiz şehitler bunun vebali kimde.
Ülkemize teröristler sızmasın diye döşediğimiz o mayınlarda maalesef teröristler değil, bizim Mehmetçiğimiz can verdi.
İran sınırındaki mayınlar neden temizlendi? Peki buna gerek var’ mıydı? Vardı tabi buradan da Afganlı mültecilere yol açıldı onlarda patır, patır ülkemize giriş yaptı hepsi erkek kadın yok aile yok. Onlarda çeşitli şehirlerimize yerleştiler.
Sınırlarımızdaki mayınlar temizlenirken, ülkemizi yönetenler, Türk halkına iki yalan söylediler:
Mayından temizlenen arazide organik tarım yapılacak.
Mayınlar temizlendikten sonra, “insani ve güçlü bir sınır güvenliği” sağlanacak.
Peki ne oldu? Organik tarım yapıldı mı? İnsani ve güçlü sınır güvenliği sağlanabildi mi?
Kıymetli okurlarım sorarım sizlere Türk milleti olarak bu işin neresinde, kazançlıyız karlıyız. Yoksa kaybedenlerden’ miyiz?
VERGİ VERMEYEN FİRMALAR
Maliye bakanı aynen televizyonlar da bu ifadeleri kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Şimdiye kadar gelir elde etmesine rağmen beyanname vermeyen 400 binden fazla mükellef tespit ettik" dedi.
Şimdiye kadar gelir elde etmesine rağmen beyanname vermeyen 400 binden fazla mükellef tespit ettik. Beyanname vermeyen mükelleflerimizi ceza ödememeleri için pişmanlık hükmünden yararlanmaya davet ediyoruz.
Sen yetkili kurumsun kardeşim gerekirse cezanı keseceksin. Vergini zamanında alacaksın. Devlet Almazsa affederse hesap bize patlıyor. Sonra ne oluyor MTV vergisini hepimiz 2. Kez ödüyoruz.
Aşağıdaki yazıyı Doğruluk payı sitesinden aldım. Araştırabilirsiniz. Yani yazıda yazılanlar doğru.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin internet sitesinden soru önergelerine dair sorgulamalar yapılabiliyor. Bu yöntem ile CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a yönelttiği soru önergeleri sorgulandığında 12/10/2020 tarihli önergesine verilen 18/12/2020 tarihli verilen cevapta paylaşımdaki verilerin cevap içerisinde yer aldığı görülüyor. Cevaba göre son 10 yılda Cengiz İnşaat’a 30 kez, Kolin İnşaat’a 36 kez, Makyol İnşaat’a 24 kez, Kalyon Holding’e 19 kez ve Limak İnşaat’a 19 kez vergi muafiyeti hakkı tanınmış.
Söz Konusu Şirketlere 2020 Yılından Sonra da Vergi Kolaylığı Tanınmış
2020 ile 2024 yılları arasında bazı söz konusu şirketler farklı türde vergi muafiyetleri almaya devam etmiş. Arama motorları üzerinden yapılan araştırmayla şirketlerin yatırım teşviği aldığına dair haberlere rastlamak mümkün. Haberlerdeki iddialar resmi kaynaklardan doğrulanabiliyor. Örneğin Kalyon Holding 2022 yılında Kalyon Electrical Vehicle Enerji Yatırım Anonim Şirketi üzerinden gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnası alırken Cengiz Holding, 2023 yılında ETİ Alüminyum A.Ş ile Konya’da yapılacak bir proje için KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti almış.
Şimdi sorarım sizlere neden hep aynı şirketler neden vergi muafiyeti getiriliyor hep bunlara. Bunlara yapılan kıyaklar sonunda biz neden İkinci kez Motorlu taşıtlar vergisi ödüyoruz. Vergi konusunda millet olarak kazançlı’ mıyız? Yoksa kayıpta’ mıyız? Kıymetli okurlarım.
ANAYASININ İLK DÖRT MADDESİ
Anayasanın ilk dört maddesi değişsin diyenler bunlardır arkadaşlar bilin tanıyın.
En başta Dem parti değişsin diyor. Bu partinin istemesi normalde ya iktidar milletin vekilleri istemesi normal mi?
AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi İsmail Aydın'ın "Anayasada değiştirilemez madde olmasını kabul etmek mümkün değil" sözleri üzerine anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilemez olduğunu savunan CHP ve MHP'liler açıklamayı protesto etmişti.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanvekili ve eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, “Dindar anayasa yapalım, ilk dört madde değişebilir” sözleri Cumhur İttifakı’nda da tepkiyle karşılandı.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun, “ahmağa anlatır gibi anlatıyorum” diyerek "Anayasa'da değişmez madde olmamalı" açıklaması siyasette tartışmalara neden olmuştu.
Ali Babacan, şu an 'uygun iklimin' olmadığını, ileride "zemin ve şartlar daha uygun olduğunda" Anayasa'nın ilk dört maddesi üzerinde de konuşulabileceğini söyledi.
İlk dört madde neden değişilmek istenir sorarım size. Ülke bölünsün diye mi. Yoksa Kurucusu olan Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ten mi rahatsızlar. İlk dört madde değişmesin diyor millet ama meclise giren bazı Türk düşmanları her yerde böyle konuşabiliyorlar demek ki.
ASKERİ LİSELERİN KAPATILMASI
09 Kasım 2016 tarihinde kabul edilen 6756 sayılı Kanun'un 104'üncü maddesi ile askeri liseler kapatılmıştır. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullanmıştır.
Ankara'da Harp Okulu Mezuniyet töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bazıları "askeri okullar kapatıldı" diye propaganda yapıyor. Sadece ihtiyaç kalmadığı için askeri liseler kaldırıldı" dedi.
Her Türk asker doğar şiarıyla yetişen Türk gencinin en büyük hayali olan Askeri liselerde okuyup Subay olmaktı. Maalesef bu hayalleri yok edildi. Askeri alanların imara açılması olayı. Aslında askeri alanların imara açılması süreci 2016’dan önce başladı. Yine Zeytinburnu’ndaki tank fabrikası da 2016 öncesi imara açılan alanlardan biriydi.
Burada, Büyükyalı İstanbul adlı, Ağaoğlu Maslak 1453 gibi yüksek fiyatlı konutları içeren bir konut projesi hayata geçirildi.
Ancak bu alandaki süreç asıl olarak 2016’dan sonra hızlandı. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin aktardığına göre kentte imara açılan askeri alanların önde gelenleri şunlar:
Bakırköy Şenlikköy Askeri Alanı
Başakşehir General Kani Akman Kışlası
Beşiktaş Barbaros Bulvarı Askeri Lojmanı
Beşiktaş Orhaniye Kışlası
Beşiktaş Jandarma Dikimevi
Şehit Onbaşı Azim Özdemir Kışlası (Çekmeköy)
Topkule ve Baştabya Kışlası (Esenler)
66. Mekanize Piyade Tugayı (Esenler)
Halkalı Askeri Alanı
General İsmail Hakkı Tunaboylu Kışlası (Sancaktepe)
Zekeriyaköy Füze Üssü (Sarıyer)
Çekmeköy 3. Kolordu Komutanlığı
Maslak Jandarma Genel Komutanlığı
Maltepe Kenan Evren Kışlası
Maltepe Nurettin Baransel Kışlası
Tuzla - İçmeler Piyade Okulu Askeri Alanı
Tuzla 3. Jandarma Komando Tabur Komutanlığı
Tuzla İstasyon Mahallesi Sahil Güvenlik Komutanlığı Alanı
Zeytinburnu Eski Tank Fabrikası
Zeytinburnu Askeri Lojman ve Hizmet Birimleri
Beşiktaş 1. Ordu Komutanlığı Silahhanesi ve Çevresi
Yerine bir daha zor koyacağımız Türk insanın kaskosu sigortası Askeriye tesislerimizin bu şekilde imara açılmasını ben kabul edemiyorum. Bunu önceki hükümetler çok kolay yaparlardı ama hiç biri dokunmadı bile. Dahada alınan konuları ikinci bölümde de anlatacağım saygılarımla.
(Yazımız devam edecek)