6 Şubat depreminin ardından İki yıl geçti. Fakat geçen o İki yıl içerisinde gözyaşı, acılar ve umut arayışı hiç bitmedi. Bu sefer enkaz altında değil konteynerlerde umut arayışı vardı. Türkiye, deprem kuşağında yer almanın acısını depremle ve deprem sonrası gerçekliğiyle de yüzleşti. Ülkemizde yaşanan depremler, sadece binaları değil, umutları, hayalleri ve hayatları da yerle bir etti.
Depremin üzerinden koca iki yıl geçti, ama acılar hala taze. Enkaz altında kalan canlarımızı kaybettik, yaralılarımız hastanelerde şifa arıyor. Evsiz kalan binlerce insan, soğukla, açlıkla ve çaresizlikle mücadele ediyor.
Depremzedeler, sadece maddi kayıplarla değil, aynı zamanda psikolojik travmalarla da boğuşuyor. Kaybettikleri sevdiklerinin acısı, geleceğe dair belirsizlik, travmanın yarattığı korku ve endişe, depremzedelerin omuzlarına ağır bir yük bindiriyor.
Geç en bu iki yıl içerisinde devletin açıkladığı konut teslimi beni şok etti. Henüz depremzedelere daha yüzde otuzu teslim edilmiş. Yani daha üçte ikisi konutların teslim edilememiş. Bence bu durum çok vahim. Deprem olan bölgelerimizde vatandaşlarımız tek göz konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor zaten o bölgelerde kış ağır şartlarda geçiyor artı konteyner zorlukları. Oysaki devletimiz tüm gücüyle daha da zorlayarak özveriyle mücadele verip şu ana kadar yüzde yetmişi tamamlanmış olması gerekirdi.
Unutmayalım ki, deprem bir doğa olayıdır, ama onun yarattığı yıkımı azaltmak, acıları dindirmek bizim elimizde. Birlikte hareket ederek, dayanışma içinde, kimsenin Mezhebine ırkına bakmadan yaralarımızı sarabilir, yeniden ayağa kalkabiliriz.
Depremzedeler, yalnız değilsiniz. Türkiye sizinle birlikte ağlıyor, sizinle birlikte umutlanıyor. Bu zor günleri aşacak, yeniden güneşli günlere ulaşacağız.
Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Elazığ, Diyarbakır sizleri seviyoruz dualarımız sizlerle.
Umutla, dayanışmayla ve sevgiyle...