Üzüldük, kırıldık, stres yaşadık ve bazen de psikolojik sorunlar yaşadık çünkü olmasını ve yapılmasını istemiştik, kafamızda kurduğumuz bazı hayallerin. Gerçekleşmeyen umutlarımız vardı, hayallerimizin bazılarının gerçeklik payına bakmadan ve olur yanını düşünmeden kurmuştuk gönlümüzde ve beynimizde. Oluşmayınca şartlar, haliyle de olmadı bazı biriktirdiğimiz duygular, işte bunun için bazen kendimizi kırdık, bazen çevremizdekilerini. Sanki olunca her şey yoluna girecekmiş gibi davrandık ve çoğu zaman isyan ettik her şeye ve herkese.
Bazen çok istediğimiz hayallerimiz ve umutlarımız gerçekleştiğinde sevinir ve mutlu oluruz. Zaman geçince de bu mutluluk, sevinçlerimiz, yerini kapkaranlık günlere bırakır ve hatta sabahı gelmeyen geceler çıkar karşımıza, gündüzlerin gelmesi için dua ederiz. Bazen de pişman oluruz, neden bu kadar istediğimizle ilgili ve kendimize kızarız, keşke olmasaydı deriz, olmasaydı da bu olay başıma gelmezdi diye iç geçiririz. Meğerse bur bize iyi gelmemiş, bu bizim için hiç hayırlı değilmiş diye söyleniriz. İşte bazı şeyler olmuyorsa ve bazı şeyler de oluyorsa, muhakkak zamanla bizim için daha doğru olanı buymuş diye güzelce anlarız.
Sımsıkı sarılmalı umutlarına tabii ki kimseye minnet etmeden, kimseye boyun eğmeden yaşamalı hayatı ama olmuyorsa da hayata küsmemeli, hayata sırt çevirmemeli insanlar çünkü bazı durumlar vardır ki o anlık gelişir ve iyi mi, kötü mü olduğunu sonradan anlar insan ve aklı çok sonradan gelir veya tecrübe ederek anlar olayları. Belki beklemeliyiz zamanı, sabretmeyi bilmeli ve güneşin doğması gibi bir de ayın doğmasını beklemeliyiz, beklemeliyiz ki güneşin sıcaklığına kalmayan tahammülümüzü, ayın serin havasıyla güzelce ve derinden bir oh çekip yaşayalım. Yaz gelince kışı ister insan, kış gelince de yazı, yani anlayacağınız hiçbiriyle tam anlamıyla mutlu olamaz. İşte kurulan umutlar ve hayaller de böyledir, çok istersin ve düşünürsün sürekli, sonra olunca da olmasaydı der çoğu insan ne götürüp ne götüreceği belli değildir bazı hayallerin.
Olana da olmayana da sabretmeli, olanda da olmayanda da vardır güzelce bir hayır diyebilmeli. Diyebilmeli ki ruhu ve kalbi huzur bulsun, sevdikleri ve çevresi onun hırsı ve mutsuzluğu yüzünden harap olmasın. Hani olmayacak şeyler için kendini üzmen niye, üzüp ve kırılsan da olmayacak bazı şeyler, bunun farkına varman için illaki günlerce ağlayıp, harap etmen mi gerekir kendini, şimdi zamana bırakmalı umutları, alınmamalı olmayana ve kapı aramalı olana çünkü gelene de selam olsun, gidene de eyvallah olsun demeliyiz. Demeliyiz ki bedenimiz, kalbimize, kalbimiz de ruhumuza sahip çıksın.
Ağacın yaprakları döküldü diye ağaç meyve vermekten vazgeçmez, senin de umutların olmadı diye dünyadan küsüp, moralini bozman hiçbir şeye yaramaz ve inan ki gülümsediğinde ve kendine inanıp, güvendiğinde her şey daha güzel olacak. Olayların akışı değişecek, bir orman gibi fikirlerin değişecek, fikirlerin değişince de umutların da değişecek çünkü kurduğun hayallerinin aslında ne kadar basit olduğuna inanacaksın. Şimdi kanatlarını yani fikirlerini ve gülümsemeni al yanına, yeni şeyler öğren hayattan, sonra da kanatlarında gökyüzünde havalanma vaktinin geldiğine iyice inanacaksın. Bazen kanatlarım olsun isterdim, nereye gittiğimin bir önemi yoktu aslında çünkü nereye istersem, oraya götürürdü kanatlarım.