İçinde bulunduğumuz dijital çağda haz, hız ve eğlence sürekli bir yükselme trendinde iken maneviyatımız yerlerde sürünmektedir.
Kutsal değerlerimiz, inancımız, imanımız ve de itikadımız her geçen gün irtifa kaybetmektedir. İbadet mekânlarımız olan camilerin bahçeleri bile artık tehdit altında olup, İslamiyet sadece camiye hapsolmuş durumdadır.
İmanımızı salih amellerle tahkim etmediğimiz sürece de bu gemi su alarak hepimizin toptan helâkına sebep olacaktır, Allah muhafaza! Bunun için kendimizi kurtarmamız yetmez, inancımızın temeli olan tebliğ vazifesini de yapmak zorundayız. Yani kendi çapımızda, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak durumundayız.
Madem bilişim çağındayız Müslümanlığın da bundan azami oranda istifade etmesi elzemdir. Yapılan anketlerde sürekli namaz kılanların oranı % 18 olarak görülse de çevremize baktığımızda aslında çok daha düşük olduğu görülecektir.
Çağın imkanlarını kullanarak bir çoban ateşi yakmak durumundayız. Gerek sosyal medyayı kullanarak gerek pankart ve afişlerle camileri tekrar buluşma noktası ve cazibe merkezi yapmak gerekiyor.
Bazı camilere asılan pankartları görmüşsünüzdür. Mealen, şöyle diyor: “Gel konuş istersen, bence affeder!” diye. Çok iyi düşünülmüş, birçok mesajın iç içe geçtiği ve de etkili bir iletişim olmuş, okuyup da etkilenmemek elde değil. Bu kadar; pozitif, kapsayıcı, kuşatıcı, sarıp sarmalayıcı, ümit veren bir davete kayıtsız kalmak yine söz konusu değildir. Oradan geçen ve her gün o davete maruz kalan birisi veya birileri mutlaka davete icabet edecektir. Başta Diyanet olmak üzere bu camiada görev yapan herkesin bu ve benzeri kreatif kelime oyunları ile farkındalık ortaya koyması geleceğimizi kurtarmak adına kaçınılmazdır.
Bu slogan ile ilgili olarak Allah ile konuşmak problemli gibi gözükse de namazda O’nun huzurunda ve yine O’nun kelamıyla secde etmek aslında konuşmak değil midir? Ayrıca günah işlemek beşer olan kullar için ne kadar doğal ise, tövbe ederek af dilemek de o kadar doğaldır. Burada tek ölçü niyet ve samimiyettir.
Sonuç olarak; Müslümanlığı tabana yayarak eksik olan ibadet konusunu tamamlamak her müminin üzerine düşen görevdir. Bunun yanında, “Ey iman edenler, iman ediniz!” ayeti tam da günümüz için söylenmiş çok önemli bir uyarıdır. Bu ayette çok ince ve hassas bir dokunuş vardır dolayısıyla buna vakıf olmamız gerekiyor. Kur’an’ın ipine sarılmadığımız sürece elde edeceğimiz bir mesafe olmayacaktır, çok geç olmadan silkinerek kendimize gelmemiz kaçınılmazdır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın