Bu katliamın suçluları acaba gece yatağa başlarını koyduklarında vicdanen rahat olarak uyuyabiliyorlar mı?.
Peki kim bu suçlular.301 kişinin katledilmesine göz yumanlar kimler?.
Benim maden ve madencilik konusunda hiçbir bilgim yok.Yaşanan bu son felakette gördüğün ve duyduğumla neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.Acaba bu patlama,yangın yada adı her neyse engellenebilirmiydi?. Yada daha az zararla atlatılabilirmiydi?. Bu sorular inşallah cevap bulur.Ve bu felakette hatası olan her kim yada kimlerse cezalarını çekerler.Gidenler geri gelir mi,elbette gelmez; ama bundan sonra yaşanacak felaketlerin belki önüne geçilebilir.
AKP zihniyetini hiçbir zaman desteklemedim.Ama tüm bu felaketin faturasının AKP ve Başbakan Erdoğan’na kesilmesine de karşıyım. Çünkü;
“1995 yılından bu yana Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni imzalamadı. Bu sözleşme maden işletmesi sahiplerine ve hükümetlere önemli sorumluluklar getiriyor. 1995 tarihli sözleşmeyi 26 ülke imzaladı. 17 Mayıs 2010’da 30 maden işçisinin öldüğü Zonguldak’taki patlamanın ardından Türkiye ILO 176’yı yeniden gündemine aldı ancak yine imzalamadı.
Peki bu sözleşme neler getirecekti
* Sözleşmeyle işverenler kazaları önlemek için her türlü önlemi alma, işçileri bilgilendirme ve eğitme yükümlülüğü altında olacaktı.
* İşverenler riski kaynağında bertaraf etmek, güvenli çalışma sistemleri tasarlamak, kaza riskleriyle ilgili işçileri bilgilendirmek ve kaza olduğunda gerekli tıbbi yardıma ulaşmalarını sağlamak zorunda olacaktı.
* İşverenler sözleşmeyle kaza sonrasındaki sağlık ve kurtarma etkinliklerinin kalitesinden de sorumlu hala geleceklerdi.
* Sözleşme, hükümetlereyse teknik kılavuzların hazırlanması, denetimlerin düzenlenmesi, denetimlere ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin sağlaması ve kazaların etkili soruşturulması gibi yükümlülükler getiriyordu.
* İşçilerin ve temsilcilerininse kazaları, riskli durumları bildirmek, güvenlik ve sağlıklarına ilişkin koşullara dair bilgi edinmek, güvenlik ve sağlık önlemlerinin karar süreçlerine katılmak gibi hakları ve yükümlülükleri vardı.
Bu sözleşme imzalansaydı bu felaket yaşanmazmıydı,o bilinmez.Çünkü henüz bu olayın sebebini bilmiyoruz.Ama bildiğimiz bir şey var ki,bu sözleşme 1995 yılında veya sonrasında imzalanmış olsaydı bugüne kadar bu kadar fazla şehit verilmezdi.
Şimdi hep beraber Erdoğan ve hükümetini suçlayıp duruyoruz.Duruyoruz tamamda 1995 yılından beri diğer hükümetler niye bunu imzalamamış bunu sorgulamıyoruz.Hiç bir kötü örnek örnek olamaz,bu konuda herkesle hem fikirim,ama bugün şehit olan 301 kişinin vebalinin altında kalacaklar 1995 yılından bu yana bu ülkeye bakanlık,başbakanlık yapmış olan herkesdir.İşte o bakanlar,başbakanlar…
“BAŞBAKANLAR TANSU ÇİLLER,MESUT YILMAZ,NECMETTİN ERBAKAN,BÜLENT ECEVİT,DEVLET BAHÇELİ(KOOLİSYON ORTAĞI),ABDULLAH GÜL,RECEP TAYYİP ERDOĞAN.
BAKANLAR:VEYSEL ATASOY,ŞİNASİ ALTINER,HÜSNÜ DOĞAN,RECAİ KUTAN,CUMHUR ERSÜMER,ZEKİ ÇAKAN,HİLMİ GÜLER VE TANER YILDIZ”
Bu isimlerin hepsi Soma ve diğer yerlerde şehit olan madencilerin ölümünden sorumludur.Ve bu sorumlulara hesap sorulmalı,İLO 176 acil olarak imzalanmalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: