NE HALE GELDİK
Bismillahirrahmanirrahim
Hoşgörü, sevgi, saygı denilince, bu güzel vatanımın insanları gelirdi akla, en önde.
Şu an yüreğimiz acıyarak söylüyorum:
Öfke, kin, nefret, ötekileştirme… Ne ararsan var!
Ne zaman bu hale geldik?
Bin yıla yakın bir süre dünyaya İslam ile adaleti ve merhameti taşıdık.
Şimdi ise merhametten yoksun, zalim bir topluma dönüşüyoruz.
Evladını, kardeşini, anne ve babasını öldüren zalimler olduk.
Her gün haberlerde bu konular işleniyor.
Bizler maneviyattan maddiyata döndüğümüz için kalplerimiz katılaştı.
Biraz örneklerle anlatalım:
Küçük kuşu ölen bir çocuğa taziyeye sahabeleriyle birlikte giden bir Peygamber Efendimiz vardı.
Savaşta esirlerin elleri sıkı bağlandığı için acı çektiklerini görünce, onların ellerini çözdüren bir Peygamber Efendimiz vardı.
Namazda torunlarını dizine alan, evlatlarına merhamet örtüsünü indiren; komşuya, akrabaya, kadınlara Allah’ın emaneti olarak bakan bir Peygamber Efendimiz vardı.
Bizlerde anne baba sofraya oturmadan sofraya oturulmazdı.
Ağabeylere, akrabalara saygı ve sevgi vardı.
Küçükler değerliydi, hayvanlara zulüm edilmezdi.
Daha nice güzel örnekler verebiliriz.
Peygamber ahlakından uzaklaşmak bizi bu hale getirdi.
Sadece öğrenmek değil, Peygamber ahlakını hayatımıza tatbik etmeliyiz.
Bismillahirrahmanirrahim
“Hiçbir canlıyı atış için hedef yapmayın.”
(Müslim, Sayd ve Zebâih, 58)
“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 15)
“Cennetlikler üç kısımdır:
1. Adaletli, yardımsever ve başarılı yetki sahibi,
2. Her akrabaya ve Müslümana karşı yufka yürekli, merhametli kişi,
3. İffetli, namuslu, çoluk çocuk sahibi olan kişi.”
(Müslim, Cennet, 63)
“Merhametlilere Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin!”
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 16; Buhârî, Edeb, 13)
Çölde yaşayan Araplardan bazıları Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına geldiler. Onun çocukları öpüp sevdiğini görünce:
— “Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz?” dediler.
Hz. Peygamber (s.a.v.):
— “Evet.” cevabını verince onlar:
— “Ama biz vallahi çocukları öpmeyiz.” dediler.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
— “Allah, sizin kalbinizden merhameti söktüyse ben ne yapabilirim?” buyurdu.
(Müslim, Fedâil, 64)
Enes (r.a.) şöyle demiştir:
“Ben Peygamber’e on sene hizmet ettim; bir defa olsun bana ‘öf!’ demedi.
Yaptığım bir şey için, ‘Bunu neden yaptın?’ veya yapmadığım bir iş için ‘Neden böyle yapmadın?’ demedi.”
(Müslim, Fedâil, 51; Buhârî, Edeb, 39)
Abdullah b. Amr b. Âs (r.a.) şöyle demiştir:
“Resûlullah ne çirkin söz söyler, ne de çirkin bir davranışa yeltenirdi.
O, ‘Sizin en hayırlılarınız, ahlakı en güzel olanlarınızdır.’ buyururdu.”
(Buhârî, Menâkıb, 23; Müslim, Fedâil, 68)
“Allah şu üç özelliği taşıyan kimseye himayesini artırır ve onu cennetine koyar:
Güçsüzlere yumuşak davranmak, ana babaya şefkat etmek ve elinin altında bulunanlara iyi muamele etmek.”
(Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 48)
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur.
Allah çocuğuna merhamet etmeyene merhamet etmez.
Beni yaşatan Allah’a yemin ederim ki, cennete ancak merhametliler girer.”
Biz: “Ey Allah’ın Resulü, hepimiz çocuklarımıza merhamet ederiz.” dedik.
Bunun üzerine o şöyle buyurdu:
“Sizden birinizin merhameti, yanındakilere merhamet etmesi değildir; asıl merhamet, tüm insanlara merhamet etmesidir.”
(Heysemî, Mecmau’z-zevâid, VIII, 187)
“Kim boş yere bir serçe öldürürse, kıyamet günü o serçe ‘Ey Rabbim! Falan kimse beni bir fayda için değil, boş yere öldürdü.’ diyerek öldüreni Allah Teâlâ’ya şikâyet edecektir.”
(Nesâî, Dahâyâ, 42)
Sahabiler: “Ey Allah’ın Resulü! Hayvanlara yaptıklarımızdan dolayı bize sevap var mı?” diye sorunca Resûlullah (s.a.v.):
“Elbette! Her canlıya yaptığınız iyilikte size ecir vardır.” buyurdu.
(Buhârî, Mezâlim, 23)
Ahmet Sağlam
Yorumlar
Kalan Karakter: