Seçim derken,cemaat derken,yolsuzluk derken bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin terörist başı ile ilgili almış olduğu kararlar gündemde gereken yeri bulmadı.AİHM verdiği karar aynen şöyle : “Şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası verilmesiyle ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verilmiştir.”
Buda demek oluyor ki,seçim sonrası yapılacak ilk çalışmalardan birisi terörist başına tahliye.Zaten Kürt açılımı altında yapılan tüm çalışmaların tek amacı bebek katilini dışarı çıkartmaya yönelikti.Oysa ben Türkiye’de coğrafi şartların dışında bir Kürt sorunu olduğunu düşünmüyorum.Bu ülkede ki tek sorun PKK sorunudur.
Sosyal medyada takip ettiğim bir şehit dedesinin duygularını anlattığı bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizlerle.Bugün terörist başına af’dan,tahliyeden bahsedenlere en güzel cevabın o duygu yüklü yazıda olduğuna eminim.
“Ankara Gölbaşını kendimi bildim bileli çok severim.Rahmetli eşimle ilk ele ele tutuşup yürüdüğüz yerdi Gölbaşı.Kışları bazen donar bu güzel göl.Büyükler göl üzerinde buzların üzerinde yürüme keyfi yaparken,küçük yaramazlar da patenleri,kızakları ile kayarlar.Eşsiz bir manzaradır bu.
Yazları farklı güzeldir.Göl kenarında ki kafeler,restorantlar dolar taşar.Çocuklar gölde yüzen ördeklere ekmek atıp beslerler.Bazen bakarsınız Anne Ördek önde 5-6 yavru arkasında süzülüp giderler.
Gençliğimde Eşimle birlikte hayalimizdi bu göl kenarında bahçe içinde bir ev sahibi olmak.İleride çocuklarımızın,torumlarımızın bu bahçede oynamasını hayal ederdik.Onunla yaşarken bu hayalimiz benim çok yoğun çalışmam nedeni ile gerçek olmadı.
Eşim,oğlum ve gelinimin ölümünde 1 yıl sonra bu hayali;onunla,ama onsuz gerçekleştirdim.Tıpkı hayallerimizde olduğu gibi göl kenarında bahçeli bir ev aldım.Onlar yoktu bu defa;ama,Küçük ATA'm diğer oğullarım ve daha sonra aramıza katılan gelinlerim ve torunlarım vardı.(Unutmadan;birde hayatımızın neşesi köpeklerimiz ve kedimiz.)
İşte şimdi o evin bahçesinde,bir duble rakım,peynirim,kavunum,bir paket sigaramla oturmuş gölü seyrediyorum.Her yer ışıl ışıl.Kafeteryalar kalabalık.İleride ki restorantta sanırım düğün var.Arka arkaya patlayan havai fişekler göğü aydınlatıyor.
Bu eşsiz manzarayı seyrederken dalıyorum uzaklara..
"Yarım kalan hayalleri gerçekleştirmek için bu bahçeyi aldığım ilk gün geliyor aklıma.Bu hayallerin diğer yarısında ki o muhteşem kadın yanımda olmasa da buruk bir mutluluk vardı içimde.Çocuklarım,anasız-babasız büyütüceğim ATA'm bu bahçede nede güzel günler geçirecek diye düşündüm.6-7 ay içinde bu bahçeye 2 katlı bir ev yaptım.Bahçeyi o muhteşem kadının en sevdiği kırmızı gül ağaçları ile süsledim.ATA'm için bir salıncak yaptırdım.Yaz akşamları yemek yemek için ölümlerle küçülen ama birbirine daha sıkı sarılan ailem için bahçeye bir çardak,ve şu anda rakı yı yudumladığım bu küçük çardağı yaptırdım.Şehidim Ata'm bu bahçede salıncakta sallanarak,top oynayarak büyüdü.Oğlumun düğününü bu bahçede yaptık,Ata bu bahçede sünnet oldu.Rahmetli eşim bu anları göremediyse de onun isteklerinde olduğu gibi biz bu evde,bu bahçede onları onsuz yaşayarak mutlulukları,üzüntüleri beraber yaşadık.
Şehidim ATA'm bir gün okuldan soluk soluğa eve geldi.Şu an oturduğum yerde oturuyordum yine.15-16 yaşlarındaydı.Babadede ben aşık oldum dedi.Nasıl heyecanlıydı anlatamam.
Biliyorum dedim.Şaşırdı.Nasıl biliyorsun dedi.Sıktığın parfümlerden,günlerdir yüzünden eksilmeyen huzurdan dedim.
Başlattı anlatmaya.Adı Burçin'di yiğidimi mutluluktan havalarda uçuran kızın.Onunla aynı sınıftaydı.Okulun bitmesine az kalmıştı.ATA'ya göre onlar bu yaz evlenmeliydi.Güldüm.Çünkü onda kendimi görmüştüm.
Sonra bak oğlum dedim.Yaşın çok küçük,eğitimini tamamla,askerliğini yap sonra söz sana en güzel düğünü yapacağım.Sözmü babadede dedi.Söz verdim ama ne yazık ki o sözümü tutmak nasip olmadı.Hayal oldu..
ATA'nın 18.doğum gününe bir hafta kalmıştı.İş yerime geldi.Doğum Gününe Burçin'ni de davet edeceğini ve benimle tanıştırmak istediğini söyledi.Tesadüf bu ya,aynı üniversiteyi aynı fakulteyi kazanmışlardı.Tamam dedim.Bir isteği daha vardı benden.18 yaşına gelmişti.Ehliyetini alacaktı ve beğendiği,hayallerini süsleyen o spor arabayı istiyordu.Elbet ona bir araba aldım,ama Delikanlıdır,hız yapar,kaza yapar,yaralanır,ölebilir korkusuyla onun istediği o hızlı spor arabayı değil.Kim bilebilirdi ki,gözümden sakındığım,bugün bende onun istediğini yerine getirmemiş olmanın pişmanlığını taşıyıp almadığım o arabada değilde,çapulcunun kör kurşunuyla kuzumun öleceğini.
Ata'nın doğum günü geldi çattı.Bahçe de tüm hazırlıklar tamamdı.Ata'nın sevdiği tüm arkadaşları gelmişti.Oğullarım,yani Ata'nın amcası,gelinim ve Ata'nın dadıannesi Melek hanım bahçenin bir köşesinde onun heyecanını seyrediyorduk.Ah dedim içimden.Babannesi,annesi,babası'da bu güzel günü görselerdi diye.
Ve beklenen an geldi.Kuzumun aşkı,Burçin sonunda gelmişti.Ata yanımıza getirdi.Burçin o kadar tatlıydı ki,Ata'mla ikisinin gözlerinin içi gülüyordu.Burçin 1999 depreminde Yalova-Çınarcık'ta Babasını kaybetmiş.Yani oda tıpkı benim kuzum gibi yaralı bir kuştu.Onu sarıldım öptüm,kucakladım.Burçin yıllardır ilk defa oğlumun gözlerini ışıl,ışıl parlatan dı.
2 sene sonra yine bu bahçede onlara muhteşem bir nişan yaptık.Ne güzel bir gündü o gün.Kuzum evliliğe ilk adımı atmıştı.Yüzüklerini kuzumun koca amca diye seslendiği değerli ağabeyim Emekli Yargıtay Başsavcısı Vural ŞAVAŞ takmıştı.Ve nikahında şahitlik yapacağım demişti "bu eşşek sıpasının".Ama oda olmadı.Hayal oldu....
Ata askere gidecek,dönüşte evleneceklerdi.Onlara nerede oturmak istediklerini sordum.İkisi de aynı anda bu evde oturmak istiyoruz,çocuklarımız bu bahçede oynamalı dediler.Peki o zaman ben şehirde ki evde kalırım dedim.Hayır bizle kalacaksın,daha doğrusu biz seninle kalacağız dediler.O da hayal oldu.
Düşündüm,taşındım.Onlar yeni evliydi.Ama bu bahçede çocuklarını büyütme hayalleri vardı.Evet benim ve o muhteşem kadının hayalleri gerçek olmamıştı ama Ata ve Burçin'nin hayalleri olmalıydı.Bahçeye bir ev daha yapılması için çalışmalara başladım.Ama tıpkı benim hayalim gibi,Burçinle-Atanın hayalide gerçek olmadı.Yarım kaldı...
Ata'nın askere gitme vakti gelmişti.Yine bu bahçede ona bir gece tertip ettik.Hem büyük bir mutluluk vardı içimizde,hemde ondan bir sürede olsa ayrılacak olmamızın hüznü.Uğurladık onu askere ,gururla, onurla. Bahçemde ki direğe Türk Bayrağını ATA'm gitmeden önce gururla çekti.O gelmeden o bayrak inmeyecekti.O gelmedi,bu nedenledir o bayrak her daim onun anısına gururla dalgalanıyor yine bu bahçede.
"Şehit evinde bayram"yazımda anlattığım gibi bir bayram sabahı Atamın şehit olduğu haberi ulaştı bana yine bu evde.Şehidimi toprağa vermeden önce kırmızı bayrağa sarılı tabutuyla yine bu bahçeye getirdim,son kez hayallerini süsleyen bu bahçeyi gezdirdim ona ve sonra bu bahçeden uğurladım.
Ya Burçin....Benin yaralı kuşum.Benim şehidimin emaneti..Küçük kızım..Onun haykırışlarını hiç unutmadım.Ne zaman aklıma Burçin gelse, o mutlu resimlerine baksam,Burçin'nin o haykırışlarını duyuyorum.
Ata'yı bu bahçeden uğurladığımız gün,Burçin gözlerimin içine baktı.Sarıldı ağladı,hiç konuşmadı..ve gitti...
Aylar sonra Ata'mın mezarında karşılaştık Burçin'le.Yine gözlerimin içine baktı,sarıldı,ağladı,hiç konuşmadı...ve gitti.
Cumartesi günü ondan bir mektup aldım.Yine bu bahçede o mektubu okudum.Yine bu bahçede bu mektup üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Tıpkı ATA'M gibi oda bana babadede diye başlamış mektuba.
İstanbul'da Avukatlık yapmaya başlamış.Annesiyle oturuyormuş.O bahçe için ATA'yla birlikte kurdukları hayalleri anlatmış,ve sonunda demiş ki,"tıpkı rahmetli eşiniz ve sizin gibi benim hayallerimde yarım kaldı.Ve hayatımın bundan sonra ki kalanında O bahçede kurduğumuz hayallerle,tıpkı sizin eşinizi onsuz yaşadığınız gibi,bende Atayı hep varmış gibi onsuz yaşamaya devem edeceğim.Onu onsuz yaşayacağım....."
Şimdi diyeceksiniz ki,bu yazıda nereden çıktı.Biz ne yapacağız senin özel hayatını.
Bu yazı bizler için gözünü kırpmadan hain bir pusuda,çapulcuya kurban verilen sonrada unutulan sadece bir sehidin hayallerini anlatıyor.Şehitlerin yarım kalan aşklarını,yarım kalan hayallarini.
YARIM KALAN HAYATLARINI ANLATIYOR....
UNUTMAYIN VE UNUTTURMAYIN;ŞEHİTLERİN HAYALLERİ BU BAHÇEDE HİÇ DURMADAN DALGALANAN TÜRK BAYRAĞININ ;BU ÜLKEDE HEP DALGALANMASI İÇİN,DEVLET VE MİLLET İÇİN KISACASI SİZLER İÇİN YARIM KALIYOR...
Şimdi Rakımdan bir yudum,sigaramdan bir nefes alıyor,bu bahçenin içinde Atamın çekip gittiği Al Bayrağa bakıyorum.
BU AL BAYRAĞI BU BAHÇEDE Kİ DİREKTEN İNDİRECEK GÜCÜ BULSAM,HİÇ BİRİMİZİN HAYALLERİNİN GERÇEK OLMADIĞI BU BAHÇEYİ DE SATAR GİDERİM,AMA O BAYRAĞI ORADAN İNDİRECEK YÜREK YOK BENDE.
HAYALLER BİR BAŞKA BAHARA EMİNİM TEKRAR YEŞERECEK.EMİNİM YİNE BU BAHÇEDE DİĞER TORUNLARIM NİCE AŞKLAR YAŞAYACAKLAR..
BANA HAYALLER BIRAKAN BU BAHÇE,EMİNİM ONLARA GERÇEKLERİ YAŞATACAK.VE
BU BAYRAK BU BAHÇEDE,BU ÜLKEDE TÜM HAİNLERE İNAT SONSUZA KADAR DALGALANACAK...”
Yorumlar
Kalan Karakter: