İşi Ehline Vermek Bir Emirdir,
Hakkını Vermek Bir Kul Hakkıdır
İslam’da adalet, yalnızca bir erdem değil, ilahi bir emirdir.
Bu emrin en açık tezahürlerinden biri de işi ehline vermektir.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Şüphesiz Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”
(Nisâ Suresi, 58)
Bu ayet bize yalnızca görevlendirmeyi değil, emanetin ağırlığını da hatırlatır.
Ehil olana verilen her görev bir emanettir.
Ancak emanet, sadece görevle sınırlı değildir;
yetki, imkân, malzeme ve ödenek de bu emanetin bir parçasıdır.
Peygamber Efendimiz (sav) ise meseleyi daha da netleştirir:
“Bir iş ehil olmayana verildiği zaman kıyameti bekle.”
(Buhârî, İlim 2)
Fakat burada çoğu zaman gözden kaçan önemli bir gerçek vardır:
İşi ehline vermek kadar, ehline hakkını teslim etmek de adaletin gereğidir.
Ehil bir ekip kurup, sonra o ekibi imkânsızlıklarla baş başa bırakmak; malzeme ve materyali eksik tutmak, ödeneği kısmak, yetkiyi daraltmak; sonrasında da kusursuz hizmet beklemek ne adildir ne de vicdanidir.
Kul hakkı tam da burada başlar.
Çünkü imkânı kısıtlanan ehil insanın ortaya koyamadığı hizmetin vebali, o kişide değil, sistemi bu şekilde kuranlardadır.
Resûlullah (sav) buyurur ki:
“İşçinin ücretini, teri kurumadan veriniz.”
(İbn Mâce, Ruhûn 4)
Bu hadis, sadece maddi ücreti değil; emeğin karşılığını, hakkaniyeti ve sorumluluğu da kapsar.
Ehil insan çözüm üretir.
Ancak çözüm üretebilmesi için elinin güçlendirilmesi gerekir.
Zorlukları görmezden gelerek değil, ihtiyaca göre destek vererek sorunlar çözülür.
Bugün yaşadığımız birçok aksaklık, ehil insanların yetersizliğinden değil; ehil insanların yeterince desteklenmemesinden kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak şunu açıkça söylemeliyiz:
İşi ehline vermek bir emirdir,
ehline hakkını vermek ise kul hakkından kurtulmanın şartıdır.
Adalet; emaneti doğru kişiye vermekle başlar, hakkını teslim etmekle tamamlanır.
Özel Gereksinimli Bireyler Derneği Başkanı
Tülay Gürel
Yorumlar
Kalan Karakter: