Tarih 18 Mayıs 1997... MHP'nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş'in vefatı sonrası toplanan ilk kongre...
Başbuğ'un koltuğu için oğlu Tuğrul Türkeş de dahil altı aday yarışıyor...
İlk tur oylamada Devlet Bahçeli 359, Tuğrul Türkeş 412, Ramiz Ongun 231, Enis Öksüz 104, Muharrem Şemsek 80, İbrahim Çiftçi 13 oy alıyor...
Adaylardan hiçbiri salt çoğunluk için gerekli 631 delegenin oyunu toplayamayınca zaten sümen altında tutulan ittifak planı hemen uygulamaya konuluyor.
Kongrenin yapıldığı Atatürk Kapalı Spor Salonu'nun altındaki bir odada Bahçeli, Ongun, Öksüz, Şemsek ve Çiftçi bir araya geliyor.
Kısa bir görüşmenin ardından Tuğrul Türkeş'e karşı birleşme kararı alıyorlar.
Şemsek, Öksüz, Ongun ve Çiftçi adaylıktan Devlet Bahçeli lehine çekiliyor.
Bu karar kongre salonunda açıklandığında yer yerinden oynuyor.
Tuğrul Türkeş'in yanında oturan ablası Selcan Türkeş tepkisini "Bu ihanettir"diye bağırarak dile getiriyor.
Kendisine karşı 5 adayın birleştiğini gören Tuğrul Türkeş kürsüye çıkarak zehir zemberek bir konuşma yapıyor:
"Tek başına yenemediler, beşi toplanıp geliyor. Ben yine de size güveniyorum. İkinci tura tek başıma giriyorum..."
Ancak ikinci tur oylama yapılamıyor.
Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu'nun emriyle önce kürsü, sonra oy kullanılan kabinler yıkılıyor... Kongre yarıda kalıyor.
Sonradan toplanan ikinci kongrede Devlet Bahçeli, güle oynaya MHP'nin başına geçiyor...
O gün bugündür de partinin başında...
Aradan geçen 19 yılın sonunda MHP, ilk kez 4 adayın yarışacağı bir kongreye gidiyor...
Bahçeli'ye rakip çıkan Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın, ilk turda değil ama ikinci turda Bahçeli'ye karşı birleşir mi?
Bahçeli'nin karşısındaki cephenin kafasındaki senaryo bu...
Şu sıralar Bahçeli'nin de bu soruya ciddi şekilde kafa yorduğuna adım gibi eminim...
Devlet Bahçeli, kendisine bayrak açan rakiplerinden biri için "Cemaatin adamı" dedi...
MHP'de benzer bir tartışma geçmişte Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu arasında da yaşandı.
Türkeş, 12 Eylül'den sonra MHP'nin henüz MÇP adıyla faaliyet gösterdiği yıllarda Muhsin Yazıcıoğlu'ndan pek hazzetmiyordu.
Hapisten çıktıktan sonra ülkücü camiada popülaritesi daha da artan Yazıcıoğlu'nun söylemlerine tepkiliydi.
Ankara'da parti teşkilatını topladı ve Yazıcıoğlu için "MÇP'yi ele geçirmek isteyen tarikatların ajanı" dedi.
İlginçtir neredeyse 30 yıl sonra Bahçeli de bir rakibi için aynı söylemde bulundu...
Bir kere ihanet eden yeniden ihanet eder
Aslında Devlet Bahçeli'nin rol modelinin Alparslan Türkeş olmasında şaşılacak bir şey yok.
Çünkü Bahçeli, siyasete Türkeş'in yanında başladı.
Ne öğrendiyse ondan öğrendi...
Ülkücülerin Başbuğ'u Türkeş'in kendisine temel ilke edindiği bir felsefe vardı...
"Bir kere ihanet eden mutlaka yeniden ihanet eder..."
12 Eylül'den sonra tutuklanarak cezaevine konulan Türkeş, yakın çevresinden öyle ihanetler gördü ki; ölene kadar bu felsefesinden asla taviz vermedi.
1992'de MHP yeniden açılırken kendisine muhalefet eden milletvekilleri Sadi Somuncuoğlu ve Cengiz Gökçek'i hiç affetmedi mesela.
Öyle ki eşi Seval Türkeş'e Cengiz Gökçek için "Ben öldüğümde cenazeme bile gelmesin" diye vasiyette bulundu.
Türkeş'in öğrencisi Bahçeli'nin de kendisine rakip çıkan Meral Akşener- Sinan Oğan için hiç iyi duygular beslediğini düşünmüyorum...
Ya siz...
Yorumlar
Kalan Karakter: