Bediüzzaman’a Göre Tefsir ve Çağımızda Nasıl Olmalıdır
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın insanlığa gönderdiği en büyük hidayet rehberidir. Ancak her asırda değişen sosyal, kültürel ve ilmî şartlar, Kur’an’ın hakikatlerinin yeniden anlaşılmasını ve yorumlanmasını gerekli kılmıştır. Bu sebeple “tefsir” ilmi, İslâm düşüncesinin kalbinde yer alır. 20. yüzyılın büyük İslâm mütefekkirlerinden Bediüzzaman Said Nursî, tefsir kavramına yeni bir boyut kazandırmış, onu klasik sınırların ötesinde, çağın idrakine hitap eden bir hakikat ilmi hâline getirmiştir.
1. Klasik Anlamda Tefsir ve Bediüzzaman’ın Yaklaşımı
Klasik İslâm geleneğinde tefsir, Kur’an âyetlerinin lafzî, dilbilgisel ve nüzul bağlamına dayalı açıklaması olarak görülmüştür. Taberî, Zemahşerî, Râzî gibi müfessirler, kelime kökenlerinden, nahiv ve sarf inceliklerinden yola çıkarak Kur’an’ı anlamaya çalışmışlardır.
Bediüzzaman ise bu yaklaşımı yetersiz bulmaz, ancak çağın ihtiyaçlarına cevap vermede eksik görür. Ona göre tefsir ikiye ayrılır:
1. Tefsir-i lafzî: Kur’an’ın kelimelerini, gramerini ve zahirî manalarını açıklayan klasik tefsirlerdir.
2. Tefsir-i mânevî (hakikat tefsiri): Kur’an’ın imanî, içtimaî ve hikmet boyutlarını açığa çıkaran derin manevî tefsirdir.
Bediüzzaman, kendi eserleri olan Risale-i Nur Külliyatı’nı, ikinci türde bir tefsir olarak görür. Çünkü o, Kur’an’ın dil yönünden değil, iman hakikatlerinin aklî ve mantıkî delillerle ispatı yönünden bir açıklamasını yapmıştır.
Bediüzzaman’a Göre Tefsirin Gayesi:
Bediüzzaman’a göre tefsirin nihai gayesi, imanı kurtarmak ve tahkikî hale getirmektir. Zira o, modern çağın en büyük fitnesinin “iman zaafı” olduğunu belirtir. Bilimsel gelişmeler, pozitivist düşünce ve materyalist felsefe, insanların kalplerinde şüpheler doğurmuştur. Dolayısıyla çağın tefsiri, sadece dilbilimsel izahlarla yetinemez; akıl, kalp ve ruhu birlikte tatmin eden bir tarz taşımalıdır.
Bu bağlamda Bediüzzaman şöyle der:
“Bu zaman, imanı kurtarmak zamanıdır; imanı taklitten tahkike çevirmek lazımdır.”
Yani çağımızda tefsir, yalnızca “anlam açıklaması” değil, imanı güçlendiren, kalpleri dirilten bir rehberlik olmalıdır.
3. Risale-i Nur’un Tefsir Yöntemi
Bediüzzaman, tefsirini klasik medrese üslubundan farklı bir yöntemle kurmuştur. Bu yöntem üç ana eksen üzerinde durur:
Aklî delil: Her hakikat, aklın kabul edeceği şekilde ispat edilir.
Kalbî zevk: İman sadece akıl işi değildir; kalbin huzuru da önemlidir.
Çağdaş dil: Risaleler, felsefî ve bilimsel gelişmelerle diyalog kuran bir üslup taşır.
Bu üç yönüyle Bediüzzaman’ın tefsiri, imanî meseleleri fen bilimleriyle çelişmeden açıklama gayreti taşır. Mesela “Sözler” adlı eserinde kâinatın bir kitap gibi okunabileceğini, varlıkların Allah’ın isimlerine delil olduğunu anlatır. Bu yaklaşım, Kur’an’ın “ayet” kavramını hem kelâmî hem kevnî (kâinat ayetleri) olarak yorumlar.
Bediüzzaman’a göre çağımızda yapılacak tefsir çalışmaları:
Pozitivist düşünceye karşı iman hakikatlerini aklî delillerle savunmalı,
Bilim ile din arasında köprü kurmalı,
Kur’an’ın evrensel mesajını insanlığın ortak vicdanına duyurmalı,
Toplumsal huzur, adalet ve kardeşlik ilkelerini vurgulamalıdır.
Bu yönüyle çağdaş tefsir, sadece Müslümanlara değil, bütün insanlığa hitap eden bir hakikat dili geliştirmelidir. Bediüzzaman, Kur’an’ı bir medeniyet projesi olarak görmüş ve onun “hayatın her alanına yön veren bir rehber” olduğunu savunmuştur.
Bediüzzaman Said Nursî’ye göre tefsir, Kur’an’ın her asırda yeniden anlaşılmasının adıdır. O, klasik tefsirin lafzî izahlarını önemser ama asıl hedefin imanın ihyası ve aklın ikna edilmesi olduğunu vurgular. Risale-i Nur, bu anlayışın bir örneğidir: Çağın idrakine uygun, felsefî şüphelere karşı sağlam bir iman savunmasıdır.
Bugün de Kur’an tefsiri, onun gösterdiği bu yolda ilerlemelidir: Sadece metin açıklamakla kalmayan, kalpleri dirilten, akılları tatmin eden ve insanı hakikate götüren bir tefekkür daveti olmalıdır.
Kaynakça:
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler,
Mektubat, Yeni Asya Neşriyat.
Tarihçe-i Hayat.
Şerif Mardin, Bediüzzaman Said Nursî Olayı.
Mustafa Sungur, Risale-i Nur’da Tefsir Anlayışı.
Bediüzzaman’a Göre Tefsir ve Çağımızda Nasıl Olmalıdır
Bediüzzaman’a Göre Tefsir ve Çağımızda Nasıl Olmalıdır
Yayınlanma :
07.10.2025 22:40
Güncelleme
: 07.10.2025 22:40
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: