KUTLU DOĞUM 66
On beşinci Şua El-Hüccet’üz-Zehra’da Peygamberimiz asm hakkında nakledilen hakikatler ne kadar kuvvetli, önemli ve tesirli olduğu insanlık tarafından bilinmektedir. O zata layık ümmet olma duasına ne kadar ihtiyacımız var.
Şahsen benim duaya çok çok ihtiyacım var. Dua eden kişi bilir ki Allah rahman ve rahimdir. Güç ve kudret sahibidir. Biz ne istersek verir.
Benim Rabbimden istemeye çok ihtiyacım var. Ben bu sayede yalnız olmadığımı idrak ediyorum.
Bu sayede gerginlik, karamsarlık, endişe hali, dalgınlık, unutkanlık ve dikkat zorluğundan büyük oranda kurtarıyorum
Çünkü dua eden insanın gelecekle ilgili kaygıları azalır, hayata olumsuz bakmaz; iyi, güzel beklentiler içerisinde olur.
O halde duanın tesirinin meydana getirdiği Peygamberimize ait ilgili bazı kısımları burada Şualar’dan nakletmeye çalışacağız. İnşaallah fayda vereceğiz zannıyla zarar vermeyiz.
Dokuzuncu, onuncu, on birinci, on ikinci şehadetlere işaret eden,
وَبِشَهَادَةِ اْلاٰلِ بِقُوَّةِ يَقِينِيَّاتِهِمْ فِى تَصْدِيقِهِ بِدَرَجَةِ حَقِّ الْيَقِينِ. وَاْلاَصْحَابِ بِكَمَالِ اِيمَا نِهِمْ فِى تَصْدِيقِهِ بِدَرَجَةِ عَيْنِ الْيَقِينِ.. وَاْلاَصْفِيَاءِ بِقُوَّةِ تَحْقِيقَاتِهِمْ فِى تَصْدِيقِهِ بِدَرَجَةِ عِلْمِ الْيَقِينِ. وَاْلاَقْطَابِ بِتَطَابُقِهِمْ عَلٰى رِسَالَتِهِ بِالْكَشْفِ وَالْمُشَاهَدَاتِ بِالْيَقِينِ 1
“Ve bi şehadetil eli bi kuvveti yagıniyetihim fi tasdıgıyetihi biderecatihi hakkıl yagîn. Vel ashabi bi kemali îmanihim fi tasdıgıhi bi derecati aynil yagîn. Vel asfiyaı bi kuvveti tahgıgatihim fi tasdıgihi bi derecati ilmil yagîn. Vel aktabi tedabugıhim ala risaletihi bil keşfi vel müşahedeti bil yagınî.”
1- Kuvvetli yakînleriyle (kesin) ve onu hakkalyakîn (bizzat yaşamak) derecesinde tasdikleriyle Ehl-i Beytinin (ev halkının), kemâl-i imanları ve aynelyakîn (göz ile görmüş) derecesinde onu tasdikleriyle Ashabının (Sahabelerinin), kuvvetli tahkikatları ve ilmelyakîn (aklî ve naklî delillerin ifade ettiği kesin bilgi) derecesinde onu tasdikleriyle asfiyanın, kat'î keşfiyat ve müşahedatlarıyla (duyular vasıtasıyla tastik edilen) onun risaletinde ittifak eden aktâbın şehadetiyle (fikir birliği yapan kutupların şahitlikleriyle)…
Yani, Muhammed'in (a.s.m.) sadıkıyetine (doğruluğuna) ve hakkaniyetine
(gerçekliğine) küllî şehadetlerden (kapsamlı tanıklardan):
Dokuzuncusu: عُلَمَۤاءُ اُمَّتِى كَأَنْبِيَۤاءِ بَنِى اِسْرَۤائِيلَ 2 sırrına mazhar (erişen) ve salâvatlarda (Peygamberimize edilen rahmet ve esenlik dualarında)
2- "Ümmetimin alimleri, İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir." Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:64; Tecrîd-iSarîh Tercemesi: 1:107 (Diyânet İşleri Yayınları).
Âl-i İbrahim aleyhisselâma mukâbil olan (Hz. İbrahim’in (a.s) ailesi ve
onun soyundan gelenlere karşılık olan) Âl-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın içindeki büyük evliya (Hz. Muhammed’in (asm) ailesi ve onun soyundan gelenlerden Allah dostu veliler) ve
Ali (r.a.) (Peygamberimiz asm’ın damadı ve amcası Ebu Tâlib’in oğlu olan Ali, Efendimiz Muhammed'in asm. İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir.) ve
Hasan (r.a.) (Hz. Peygamberimizin asm torunu Hz. Hasan (r.a), 625 yılında Medine’de doğdu. Hz. Ali’nin ra oğlu olup Kendisine “Hasan” ismini Resûlullah (s.a.v.) verdi.) ve
Hüseyin (r.a.) (Peygamberimiz Hz. Muhammed'in asm torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali’nin ra oğludur. Annesi, Hz. Muhammed'in asm kızı Fatıma Zehra'dır.) ve
Ehl-i Beytin on iki imamı (Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynelabidin, Muhammed Bakir, Cafer-i Sadık, Musa Kazım, Ali Riza, Muhammed Taki, Ali Naki, Hasan Askeri, Mehdi (r.a.)) ve
Gavs-ı Âzam (k.s.) (Abdülkadir-i Geylânî Soyu baba tarafından Hz. Hasan'a, anne tarafından Hz. Hüseyin'e ulaştığı için "seyyid ve şerif" unvanına sahiptir) ve
Ahmed-i Rüfâî (k.s.) (Hz. Hüseyin soyundan bir seyyid, hem baba hem de anne tarafından sûfî ve Abbâsî Devleti'nde, Bâtınî ve Şiî gruplara karşı Sünnîliği korumakla görevli “Nakiplik” yapan bir âileye mensup),
Ahmed-i Bedevî (k.s.) (Seyyid Ahmed Bedevî, Arap mutasavvıf, Bedeviyye tarikatının kurucusu),
İbrahim-i Dessûkî (k.s.) (Mısırlı Arap mutasavvıfı, Desûkiyye tarikatının kurucusu),
Ebu'l-Hasan-ı Şâzelî (Faslı İslam alimi ve Sufi, Şâzelîlik tarikatının kurucusu) gibi aktâblar (kutuplar, büyük velilerden zamanının en büyük mürşidi olan kimseler) ve
imamlar (önderler, liderler), ittifakla (oy birliğiyle), hakkalyakîn (doğru) bir itikadla (inançla) ve keşfiyat (mânevî âlemlerde bazı hakikatleri keşfetme halleri) ve
müşahedatla (mânevî âlemlerde bazı hakikatleri gözlemleme, görme halleriyle) ve
ümmette (Hz. Peygambere inanıp onun yolundan giden mü’minlerin) gösterdikleri harika irşadat (nasihatler, doğru yolu gösteren sözler) ve
kerametlerle (Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hal),
risalet (peygamberlik) ve
hakkaniyet (bizzat yaşamak suretiyle, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme) ve
sadıkıyet-i Muhammediyeye (a.s.m.) (Peygamber Efendimizin (a.s.m.) doğruluğuna) imanları ve şehadetleriyle (şahitlikleriyle) imza basıyorlar.
27.09.2025
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Yorumlar
Kalan Karakter: