Cübbe Nedir? Kimler Giyer
Toplumların kültürel, dini ve hukuki yapılarında kıyafetler yalnızca bir giyim unsuru değil, aynı zamanda kimlik ve otorite göstergesidir. Bu bağlamda “cübbe”, hem tarihsel hem de güncel işlevleri itibarıyla özel anlam taşıyan bir giysidir.
Cübbe, geniş kollu, uzun ve genellikle diz altına kadar uzanan, önü açık ya da kapalı şekilde kullanılan bir giysi türüdür. Tarihsel olarak Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan süreçte farklı kesimler tarafından farklı amaçlarla tercih edilmiştir. En yaygın biçimiyle dini, akademik ve hukuki alanlarda görülür.
Öncelikle dini alanda, İslam geleneğinde imamların, müezzinlerin ve medrese hocalarının giydiği cübbe, bir saygınlık ve otorite simgesi olarak değerlendirilir. İmamın cübbesi, cemaat karşısında görevini icra ederken onun dinî otoritesini ve toplumsal konumunu görünür kılar. Benzer şekilde tasavvuf çevrelerinde dervişler veya şeyhler de farklı renk ve biçimlerde cübbe kullanmışlardır.
İkinci olarak hukuki alanda, günümüzde hâkimler, savcılar ve avukatlar mahkemelerde görevlerini ifa ederken cübbe giyerler. Burada cübbe, bireysel kimlikten sıyrılmayı ve yalnızca hukukun temsilcisi olmayı ifade eder. Mahkeme salonlarında hâkimin cübbesi, onun şahsından bağımsız şekilde “devletin adalet dağıtan yüzünü” simgeler. Avukat içinse cübbe hem mesleki aidiyetin hem de savunma hakkının kutsallığının göstergesidir.
Üçüncü olarak akademik alanda, üniversite hocalarının giydiği cübbe, bilginin ve öğretim yetkisinin sembolüdür. Akademik törenlerde, mezuniyetlerde ve resmi açılışlarda giyilen bu cübbe, kökleri Orta Çağ Avrupa’sına kadar giden bir gelenektir. Bu bağlamda akademik cübbe, öğretim üyelerinin kurumsal kimliğini ve mesleki onurunu yansıtır.
Mezuniyet Törenlerinde Cübbe ve Kep Geleneği
Günümüzde bu akademik geleneğin, üniversitelerden başlayarak liselere, hatta anaokullarına kadar genişlediği görülmektedir. Mezuniyet törenlerinde cübbe ve kep giyilmesi, öğrencilerin bir eğitim sürecini tamamladıklarını simgesel olarak vurgular. Ancak burada önemli bir tartışma ortaya çıkıyor, Anaokulu ya da ilkokul gibi erken yaşlardaki öğrencilerin de cübbe ve kep giymesi ne derece gerekli veya anlamlıdır?
Akademik cübbenin özünde, bilgiye erişmiş, eğitim basamaklarını aşmış ve mesleki olgunluğa erişmiş bireylerin kurumsal bir aidiyetle taçlandırılması vardır. Oysa küçük yaşlardaki öğrenciler için cübbe ve kep, daha çok bir “eğlenceli gösteri” niteliği taşır. Bazı eğitimciler bunun çocuklara motivasyon kazandırdığını, “başarı duygusunu” erken yaşta hissettirdiğini savunurken, bazıları ise bu durumun geleneğin anlamını yöreselleştirdiğini, cübbenin sembolik değerini tükettiğini belirtmektedir.
Anaokulu ya da ilkokul çağındaki bir öğrencinin cübbe giymesi, toplumsal açıdan bir sevimlilik ve aileler için gurur vesilesi olabilir, ancak akademik bir gelenek olarak ele alındığında, asıl bağlamından koparılmış bir uygulamadır. Çünkü mezuniyet cübbesi, yalnızca bir kıyafet değil, belirli bir entelektüel emeğin ve akademik olgunluğun göstergesi olmalıdır. Lüks partilerle dar gelirli aileleri zorlayacak yabancı dizi özentisi anaokulu, ilkokul ve lise mezuniyet balo ve törenlerinde cübbe giyilmesi bana göre görgüsüzlüktür. Bu ortaöğretim mezunları cübbe giydiğinde hangi olgu ve olgunluğa ulaşmış olacak?
Cübbe ister minberde bir imamın ister kürsüde bir profesörün ister mahkeme salonunda bir hâkimin veya avukatın omuzlarında olsun. Bilgi, inanç ve adaletle özdeşleşen bir semboldür. Ancak günümüzde bu sembol, anaokulu törenlerinden üniversite kürsülerine kadar farklı bağlamlarda kullanılmakta, kimi zaman öz anlamını kaybetmektedir. Bu nedenle öğrencilerin cübbe ve kep giymesi meselesi, sadece bir “gelenek” olarak değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin nasıl yorumlandığına dair kültürel bir tartışma olarak da ele alınmalıdır. Öğretmenlerimiz bu cübbeyi oyuncak etme sevdasından vaz geçmelidir. “EYLÜL” Cumhuriyet Savcısı Polisiye aşk romanımız çıktı, seçkin kitapçılarda ve internette, keyifle okuyunuz… Allah’a ısmarladık, hoşça kalın.
Aydın Benli
Siyaset Bilimci Yazar
Yorumlar
Kalan Karakter: