SABIRLA İŞLENEN SANAT: “AHŞAP YAKMA RESİM SANATI”
Zor şartlar altında cesaret ve metanetini yitirmeden, sıkıntı ve zorluklara katlanmaktır sabır. Sabır; başarıya ve zafere olan kesin inanç ve bu uğurda gösterilen kararlılıktır. Aslında sabrın en püf noktası, kararlılıkla mücadeledir. Bu sebeple şöyle söylenir: “Hayatta sabırlı olmayı öğrenen bir insan, daha büyük başarılara imza atabilir.”
Bu girizgâhtan sonra bu yazımda, sabır sınırlarını zorlayan bir sanat alanından size bahsedeceğim. Ahşap yakma resim (pyrography) sanatı olarak bilinen bu sanatı 7. Etnospor Festivali’nde tanıdım. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yakma Resim Sanatçısı Muammer Kırmızıgül’ün standında yaptığı eserleri görünce ve kendisini de tanıyınca, gerçekten çok zorlu bir sanat olduğunu anladım.
Yakma resim sanatı; ahşap veya diğer elverişli malzeme yüzeylerinin kızgın metal kalemlerle yakılarak çeşitli motiflerle bezenmesi işlemidir. Bir çeşit dekoratif sanat tekniği olan bu yönteme, "dağlama" ismi de verilir. Dünya genelinde “pirogravür” (pyrography) olarak bilinen bu sanat tekniği, kısaca “ateş ile yazı” demektir. Önceden gelişmiş aletler olmadığı için, metaller ateşle kızdırılarak işlemler yapılıyordu ve buna da “dağlama” deniliyordu. O zamanlarda bugünkü gibi portreler değil, daha çok Anadolu motifleri tarzında çalışmalar yapılırdı. Teknolojik gelişmeler sayesinde artık çok daha detaylı işler üretilebiliyor. Eski dönemlerde insanlar figürleri, demiri ateşte kızdırarak deri veya ahşap üzerine uygularmış. Bugünkü kadar teknik imkânlar olmadığından, yakma resim sanatı oldukça sınırlı tekniklerle yapılabiliyordu.
Ahşap yakma sanatında en püf noktası, şüphesiz sabırdır. Detaylı bir resim çalışması bazen 15–20 gün sürebilmektedir. Acele edilmemesi gerekir. Çünkü her bir ayrıntı çok önemlidir. Mesela bir resimde gölgelendirme yapmak istediğinizde, açık renk yapmanız gereken bir yeri koyu yaparsanız, fazla yakarsınız. İşte o zaman da ortaya istenilen ürün çıkmaz. Bu sanatta karakalem veya yağlı boyadaki gibi düzeltme imkânı da yoktur. O sebeple acele etmeden, sabırla işlem yapmak gerekir.
Bu sanatın ülkemizdeki en büyük ustası, Türkiye’nin ilk yakma resim sanatı kitabını yazan Muammer Kırmızıgül’dür. Çocukluğundan itibaren kendisinde bir tutku hâline gelen resim yapma sevdasını, mobilyacı bir arkadaşının teklifiyle ahşap yakma sanatına dönüştüren Muammer Kırmızıgül, bu tekniği öğrendikten sonra resim tutkusunu bambaşka bir boyuta taşımıştır. Bambu mobilyalara ahşap yakma tekniğiyle figürler çizmeye başlamasıyla ilk adımını atan Kırmızıgül, bu sanatla zamanla tutkulu bir bağ kurmuştur. Sayısız eser ortaya koyan sanatçı, bugün hem bu sanatı sürdürmekte hem de öğrenci yetiştirmeye çalışmaktadır.
Muammer Kırmızıgül, daha ilkokul çağlarında çizdiği resimlerle herkesin dikkatini çekmiş; resim tutkusuyla büyümüştür. Öyle ki çocukluğunda yaptığı resimleri gören bazı kişiler, çizimlerin ona ait olduğuna inanmazmış. Hatta kendisinin anlattığı bir hatırasında şunları söylüyor:
“Doğduğum il Sivas’ta, ortaokul müdürü Selahattin Aydemir dönemin ünlü bir ressamıydı aynı zamanda. Bizim resim derslerimize de girerdi. Kendisi müdür olduğu ve işi yoğun olduğu için — eskiden öyleydi — masanın üzerine bir sandalye, sandalyenin üzerine de bir ceket asardı. 'Çocuklar, bunu yapın.' derdi ve çıkardı. Sonra zil çalmaya yakın gelerek yaptığımız resimleri toplardı. Sırayla bütün öğrencilerin resimlerini alıyordu. Benim resmimi ilk aldığında yırttı. 'Bunu sen yapmadın.' diyerek bana zayıf not verdi. Eve gittiğimde anneme, okul müdürünün resmin bana ait olduğuna inanmadığını üzülerek anlattım. Ertesi gün annem okula gelerek müdürle görüştü.
Okul müdürü, başka bir derste yine aynı şekilde masanın üzerine sandalye, sandalyenin üzerine ceket koyarak, 'Bunu yap bakalım.' dedi. Aynı resmi tekrar çizdim. Bu kez resim yaparken başımda bekliyordu. Ondan sonra 'Tamam, inandım.' diyerek güzel bir not verdi.”
Çocukluğunda başlayan resim tutkusunu, bugün bütün zorluklara rağmen büyük bir sabırla ahşap yakma sanatıyla sürdürüyor. Gerçekten de bu sanatın en temel harcı, hammaddesi sabırdır. Sabır ile ancak bu kadar kaliteli ve güzel işler ortaya koyabilir insan. Türkiye’de hâlâ bir sanat dalı olarak hak ettiği yeri bulamamış olan ahşap yakma sanatını yüreğini ortaya koyarak yaşatmaya çalışan Muammer Kırmızıgül, verdiği eğitimlerle bu sanatın tanıtılması ve sürdürülebilirliği için mücadele vermektedir. Bu sanatın gelecek kuşaklara aktarılması gerektiği şüphesizdir. Bu uğurda bir kitap da kaleme alan Kırmızıgül, adeta bu sanatın aşığıdır. Bu sanat, insana sadece teknik bir beceri değil; aynı zamanda sabrı da öğretmektedir.
Geleneksel sanatlarımız arasında yer alan ahşap yakma sanatıyla ortaya çıkan eserleri görmek ise tarifi mümkün olmayan bir keyiftir. Bu sanatın yaşatılması için ülke olarak her türlü desteği vermeliyiz. Zira el sanatlarımız sadece bir meslek öğretmiyor, aynı zamanda insanın bir ocakta pişmesini de sağlıyor.
Önder Güzelarslan
Yorumlar
Kalan Karakter: