İKİ KALBİN SINAVI
Nişanlılık dönemi… Şu hayatta yaşanabilecek en tuhaf ama bir o kadar da özel dönemlerden biri bence. Ne tamamen sevgililik, ne de tam anlamıyla evlilik… Ama iki tarafın da “birbirine doğru yürüdüğü” bir süreç. Hem kalplerin daha sıkı bağlandığı, hem de bazı gerçeklerin yavaş yavaş su yüzüne çıktığı bir zaman dilimi. Kimi zaman kahkahaların havada uçuştuğu, kimi zaman bir bakışın bile tartışma çıkardığı bu dönem, aslında aşkın olgunlaşma evresi gibi.
Dürüst olmak gerekirse, bu süreçte her şey güllük gülistanlık olmuyor. Hatta bazen en basit konularda bile anlaşmazlık yaşanabiliyor. Mesela “düğün hangi şehirde olacak?”, “salonu kimin annesi ayarlayacak?”, “çeyizi kim alacak?”, “sen neden bugün az yazdın?” gibi konular küçücük başlıklar gibi dursa da, altında yatan beklentiler ve hassasiyetlerle birlikte büyüyüp dev bir gerginliğe dönüşebiliyor. Hele ki iki ailenin kültürü, yapısı, alışkanlıkları farklıysa… Allah kolaylık versin diyelim. 😊
Ama işte tam da burada devreye sevgi, anlayış ve sabır giriyor. Çünkü sevdiğimiz insanla bir ömür geçirmek istiyoruz ya, işte o ömür yolculuğuna çıkmadan önce bu zorlukları birlikte aşmak gerekiyor. Bir tartışma olduğunda "Ben bu ilişkiyi nasıl daha sağlıklı hale getiririm?" diye düşünmek, öfkeyle değil, sevgiyle yaklaşmak çok önemli. Karşındaki insana düşman gibi değil, yol arkadaşı gibi bakabilmek… İşin sırrı biraz da burada aslında.
Bir de işin “tatlı anneler” kısmı var tabii. Her iki tarafın ailesi de en iyisini, en doğrusunu istiyor. Kimi zaman bu durum fazlaca karışmalarına sebep olabiliyor. “Bizim zamanımızda şöyle yapılırdı”larla başlayıp “O niye öyle demiş”lerle biten telefon konuşmaları hiç de az değil. Ama şunu unutmamak gerekiyor: Annelerimizin, babalarımızın tüm telaşı, tüm müdahalesi, aslında sevgilerinden. Onların da ilk kez “evlatlarını bir başkasıyla paylaşma” tecrübesi bu. Belki ilk defa ellerini yavaş yavaş bırakıyorlar. O yüzden onlara da biraz anlayış göstermek gerekiyor. Bazen sadece "haklısınız" deyip geçmek, savaşmamaktan daha güçlü bir duruş olabiliyor.
Nişanlılık döneminde en önemli şey, sorunları biriktirmemek. İçine atarsan, bir gün bir bakmışsın küçücük mesele kocaman bir kırgınlığa dönüşmüş. Ne hissediyorsan, uygun bir dille anlatmalısın. Ve en önemlisi: Affetmeyi öğrenmelisin. Çünkü hata da, yanlış anlaşılma da olacak. Mükemmel ilişki yok; ama emek verilmiş, konuşarak büyütülmüş ilişkiler var.
Unutmadan… Bu dönemi sadece stres ve hazırlık süreci gibi değil, aynı zamanda keyifli anılar biriktirme dönemi olarak da görmek gerek. Ufak bir tatil, uzun bir yürüyüş, birlikte alınan ev eşyaları, belki kahkahalarla geçen bir alışveriş günü… Bunların hepsi gelecekte “hatırladıkça gülümsetecek” anılar olacak.
Kısacası nişanlılık, bir prova değil; ilişkinin gerçek anlamda temellendiği bir süreç. İki farklı hayatın aynı yolda yürümeyi öğrenmesi… Zaman zaman zorlasa da, bu süreci sevgiyle, sabırla ve anlayışla geçirince, o yürüyüş bir ömre dönüşebiliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: