Bir Nehirden Fazlasıydı Nil Nehri
Prof. Dr. Hamdi Temel
www.hamditemel.com.tr
Mısır ziyaretimde, piramitleri hayranlıkla inceleyerek geçmişin sırlarına doğru bir yolculuğa çıktım. Kızıldeniz’in berrak sularında ise Allah’ın muazzam sanatına tanıklık ettim. Bu etkileyici keşiflerin ardından rotamı, yüzyıllardır medeniyetlere hayat veren Nil Nehri’ne çevirdim.
Nil Nehri, sadece Afrika kıtasının değil, insanlık tarihinin de en önemli su yollarından biri. Suyun kıyısında yürürken ya da tekneyle nehrin serin sularında süzülürken, tarihin derinliklerine doğru adeta bir zaman tüneline giriyorsunuz. Mısır, çöl iklimine sahip kurak bir coğrafya olmasına rağmen, ortasından adeta bir mucize gibi akan bu nehir sayesinde bereket saçıyor. Nil’in geçtiği yerlerde yeşilin binbir tonu ile karşılaşıyor, kuraklığın ortasında hayat buluyorsunuz.
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen Nil Nehri, sadece bir su kaynağı değil; aynı zamanda insanlık tarihinin en dramatik ve kutsal hadiselerine sahne olmuş bir kader yoludur. Hz. Musa’nın annesinin, Firavun’un erkek çocukları öldürme fermanından kaçırmak için onu bir sanduka içinde bu kutsal nehre bırakması, suyun ise bu masum bebeği Firavun’un sarayına kadar taşıması… Bu hadise yalnızca bir kurtuluş değil; aynı zamanda zalimin hanesinin bir peygamberin terbiyesiyle şereflenmesidir. Bu kıssa, sinemaya da defalarca konu olmuş ve her izleyişimde yüreğimde derin izler bırakmıştır. İşte, bir gün geldi ve o nehirle ben de yüz yüze geldim…
Ama Nil’in hikâyesi yalnızca peygamberlerle sınırlı değil.
Bizim tarihimizde de Nil’in önemli bir yeri var. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi ile birlikte Nil, Osmanlı topraklarına katılmış ve yaklaşık üç asır boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştır. Bugün bile Mısırlı halkın Türkiye’ye karşı duyduğu sıcaklık, bu tarihi bağların hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
Kahire medreseleri bir zamanlar nice Türk âlimlerinin yetiştiği ilim merkezleriydi. Mısır arşivlerinde hâlâ Osmanlı mühürlü fermanlara rastlamak mümkün. Nil kıyısındaki bazı camilerde ise bir dönem ezanlar ve dualar Türkçe okunurmuş. Bu tarihi detaylar, iki toplum arasında köklü bir bağın izlerini taşıyor.
Son olarak, Nil Nehri hakkında birkaç teknik bilgiyi de paylaşmak isterim:
Yaklaşık 6.853 kilometre uzunluğundaki bu görkemli nehir, sadece Mısır topraklarında 1.500 kilometre boyunca akar. Güney Amerika’daki Amazon Nehri’nden sonra hem uzunluğu hem de su kapasitesiyle dünyanın en büyük nehirlerinden biridir. Mavi Nil, Beyaz Nil ve Atbara gibi kollarıyla birçok Afrika ülkesinden geçerek Akdeniz’e ulaşır. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de Mısır için tarımda sulama, enerji üretimi ve taşımacılık açısından vazgeçilmez bir kaynaktır.
Nil Nehri’nde geçirdiğim zaman boyunca duygularımı bastıramadım. Sadece bir su yolu değil; bir tarih, bir medeniyet, bir kader ve bir dua idi Nil…
Kısaca söylemek gerekirse, bir nehirden fazlasıydı Nil Nehri…
Yorumlar
Kalan Karakter: