İzmir'de Diyanet'in Çatışan İki Yüzü

İzmir’de, İmam Hatip Okullarında dağıtılan ve Peygamberimize yönelik hakaretler içeren “Dini Merak Eden Gençler için 99 Soruda Peygamberimiz” adlı kitabın yüzeye çıkışı, Diyanet içinde derin yaralar açtı. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda dağıtılan bu kitap, velilerin öfkesini üzerine çekip toplatılmıştı. Fakat şimdi, kitap farklı ellere geçmiş; ve bu durum, Diyanet’in kendi içindeki ikiyüzlülüğü gözler önüne seriyor.
Kurnaz Hamleler ve Gölgelerde Sürdürülmekte Olan Çıkar İlişkileri
İzmir Müftülüğü’nde görevli Diyanet-Sen Bayraklı Şube Başkanı Faruk Orbey’in, bu kitabın dağıtımını üstlenmiş olması, tek başına tesadüf gibi görünmüyor. Dr. Bilal Doğan’ın imzasını taşıyan bu eser, Doğan’ın İzmir’de görev yaptığı dönemde pek çok ismin tekerine çomak soktuğu, Kur’an kursları ve İmam Hatip Ortaokulu’nun açılmasına yönelik direnişle mücadele ettiği bir dönemde basılmıştı. Peki, neden bugün Faruk Orbey’in elinde bu kadar çok kitap bulunuyor? 
Bu durum, Doğan’ın isminin karalanması için kurgulanmış bir kumpasın parçası mı, yoksa başka güçlerin oyunu mu?
Soru İşaretleri ve Kurumsal Soruşturmanın Gerekliği
Diyanet Vakıf Sen üyelerinin bu kitap hakkında bilgi sahibi olmaması, CİMER’e gelen şikayetlerin kapatılmak istenmesi ve Faruk Orbey’e yönelik eleştiriler karşısında uygulanan psikolojik mobbing iddiaları, olayın perde arkasında neyin döndüğünü sorgulamamıza neden oluyor. İmam tayinlerinde, kur’an öğreticilerinin atamalarında liyakat yerine yakın ilişkilerin etkili olduğuna dair iddialar, kurum içindeki usulsüz uygulamaları gözler önüne seriyor.
Kurumun İtibarına Yönelik Büyük Darbe
Bu tartışma, sadece basılı bir kitabın etrafında dönmüyor; aynı zamanda Diyanet’in politik manevralar, ideolojik çekişmeler ve usulsüz uygulamalarla nasıl çalkalanmakta olduğunu ortaya koyuyor. İmamın dediğini yap, yaptığını yapma kuralı üzerine kurulu bir sistemde, bu tür ikiyüzlülükler kurumun güvenilirliğini zedeliyor. Yetkili mercilerin konuyu titizlikle soruşturması, açıklık ve şeffaflık ilkesine dayalı liyakat esaslarının yeniden tesis edilmesi için bir gereklilik haline geliyor.
Sonuç: Reform Zamanı
İzmir’de yaşanan bu çalkantı, Diyanet içinde bastırılmış politik çekişmelerin ve çıkar ilişkilerinin ne denli derinlere işlendiğini gösteriyor. Çözüm ancak, kurum içi hesap verebilirliğin sağlanması, liyakatin ön planda tutulduğu atama ve uygulamaların hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir. Aksi halde, bu tür olaylar Diyanet’in itibarına ve toplumun inancına daha fazla zarar verecektir.