Tasarruf mu dediniz? Güler misin, ağlar mısın?
Türkiye’de yıllardır "kamuda tasarruf" söylemleri dillerden düşmez. Genelgeler yayımlanır, yönetmelikler güncellenir, üstüne beylik laflar edilir: "Halka yük olmayacağız, gereksiz harcamaları keseceğiz!" Ama bir bakıyoruz; bakan, bakan yardımcısı, bakan yardımcısının yardımcısı... genel müdür, genel müdür yardımcısı, müdür, müdür yardımcısı, şube müdürü... belediye başkanı, başkan yardımcıları... hepsi için birer değil, ikişer üçer makam aracı! Yetmez; şoförü, özel kalemi, koruması, konvoyu...
Peki bu gösterişli taşıt saltanatı kimin sırtında yükseliyor? Elbette emeklinin, asgari ücretlinin, işsizin, vergisini günü gününe ödeyenin sırtında!
Emekliye zam gündeme gelince dil tasarrufa gider. Engellinin ÖTV'siz araç almasını zorlaştıracak yasa tasarısı hazırlanır. Öğrencinin KYK borcu için devlet kapı gibi durur. Ama bakan yardımcısının yardımcısı için tahsis edilen son model araçta tasarruf aranmaz!
Halkın gözünün içine baka baka kamunun sırtına bindirdiği bu taşıt ordusunu büyütmeye devam ediyorlar. Sadece bakanlar, belediye başkanları değil; üniversite rektörlerinden KİT genel müdürlerine, RTÜK, BDDK gibi bağımsız kurum başkanlarına kadar herkesin altına bir araba! Yetmedi; makam şoförü, özel kalem müdürü de maaşlı!
Bir yandan "Kemeri sıkın" deniyor, diğer yandan Ankara'nın, İstanbul'un, İzmir’in yolları konvoy konvoy gezinen devlet araçlarıyla dolup taşıyor. Otoyolda 10 araçlık konvoy görünce artık vatandaş “Hangi bakan geçiyor?” demiyor, “Bu saltanat ne zaman bitecek?” diyor.
Halk için yok tasarruf! Emekliye zam kısıtlı, memura enflasyonun altında artış, engelliye vergi kıskacı... Ama kamu kaynakları yağma Hasan’ın böreği! Üstelik yayımlanan onlarca genelgeye rağmen bu lüks tüketim çılgınlığı hiç hız kesmiyor.
Yazık... Bu taşıt israfının bedelini, dolmuş parasını denkleştiremeyen öğrenci, elektrik faturasını ödeyemeyen emekli, mutfağında et pişmeyen anne ödüyor.
Bir ülkede israfın bu denli kurumsallaşması; yönetim anlayışının halktan ne kadar uzaklaştığını, kamusal vicdanın ne kadar köreldiğini gösterir. Makam araçlarıyla sağlanan ihtişam, kamunun utancı haline gelmiş durumda.
Bilenler bilir: Taşıt saltanatı bir devleti çökertmez belki ama halkın devlete olan güvenini yerle bir eder. Ve bu güven yıkıldığında, onu yerine koyacak hiçbir konvoy, hiçbir makam aracı kalmaz.
Artık birilerinin çıkıp bu soruyu sorması gerekiyor:
"Ey yönetenler, bu israf kimin cebinden çıkıyor sanıyorsunuz?"
Ömer Eşki’ye Bir Teşekkür Borcumuz Var
Bazı belediye başkanları vardır; yollar yapar, kaldırımlar döşer, parklar açar… Ama aralarından çok azı şehre ruh, geçmişe saygı, geleceğe umut kazandırır. İşte Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, bu nadir başkanlardan biri olduğunu Abide-i Hürriyet Meydanı ile hepimize bir kez daha gösterdi.
Bornova’nın göbeğinde öyle bir meydan yükseldi ki; yalnızca taş, beton, mermer değil; tarih, kültür, medeniyet kokuyor. Öyle sıradan bir park değil bu alan; her detayı, bu toprakların binlerce yıllık hafızasına dokunan bir kültür anıtı adeta.
Bakın, meydanın ilk bölümünde tarihteki 18 Türk devletinin kurucuları var. Unutulmaya yüz tutmuş nice isim burada ölümsüzleşmiş. İkinci bölümde İttihat ve Terakki öncüleri ve 31 Mart Vakası’nda şehit düşen 71 kahraman… Nice insanın bile adını duymadığı, tarih kitaplarında dipnot olmuş kahramanlar burada anıta dönüşmüş.
Ve meydanın asıl şaheseri: Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ve Truva Savaşı’nın simge kahramanı Hektor’un bir araya geldiği o sıra dışı üçleme… Her biri kendi çağının lideri, önderi, kahramanı… Bu heykellerin yan yana gelişi bile başlı başına bir tarih dersi.
Orhun Yazıtları’nı da görüyorsunuz, Ulu Kayın Ağacı’nı da… Truva’dan Osmanlı’ya, Göktürkler’den Cumhuriyet’e… Bir meydanda bin yıllık bir yolculuk. Böyle bir meydan sadece Bornova’ya değil, İzmir’e, hatta Türkiye’ye yakışır.
Bütün bunların ardında kimin emeği var? Elbette Ömer Eşki’nin vizyonu… Kolaya kaçmayan, şehre kalıcı bir eser bırakmayı dert eden bir başkanın eseri bu. Sadece bugünü değil, geçmişi de geleceği de düşünen bir yerel yönetim anlayışının ürünü.
Bornova halkı şanslı… Çünkü öylesine bir park değil bu; bir kimlik, bir bellek, bir duruş kazandılar. Ömer Eşki bu meydanla Bornova’ya değer kattı, İzmir’e gurur, Türkiye’ye örnek bir proje sundu.
Her ilçeye böyle bir başkan, her kente böyle meydanlar lazım.
Teşekkürler Ömer Eşki… Bornova’nın kalbine tarih, kültür ve onur işlediniz.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: