Bugün Başka, Yarın Başka
Bismillahirrahmanirrahim
Nasıl olur da bugün başka, yarın başka olunur?
Bugün söylediğini yarın değiştiren, makama ve mevkiye göre kalıptan kalıba girenler, ne yazık ki çağımızın gerçeği hâline geldi.
Öyle bir zaman dilimindeyiz ki; yalancılar, ikiyüzlüler, sahtekârlar ve yalakalar revaçta… İyiler ve dürüstler ise dışlanıyor.
Neden Bu Hâle Geldik?
Çünkü en büyük makamın, yani Allah’ın huzurunda eğilmekten imtina ediyor; geçici makamlara secde ediyoruz.
Hatırlayalım: Karunlar, Hâmânlar, Nemrutlar ve Firavunlar da makam, mevki ve paralarına aldanıp yoldan çıktılar; sonunda helak oldular. Geçici makamlara köle olanların sonu da böyle oldu.
Bugün iyilerin kaybettiği, kötülerin ise kazandığı bir dünyada yaşıyoruz. Ancak iyiler asla üzülmemeli; zira bu dünyada kazandığını zannedenler, ahirette kaybedeceklerdir. Rabbim bizleri, iyi ve mazlum olanlardan eylesin. Bizleri sırat-ı müstakim üzere sabit kılsın.
Mevlânâ’nın Uyarısı
Hz. Mevlânâ der ki:
“Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün.”
Bu söz, samimiyetin ve dürüstlüğün özeti niteliğindedir. İnsan ya özüyle sözüyle bir olmalı ya da riyadan uzak durmalıdır.
Peygamber Efendimizin Müjdeleri ve Uyarıları
Ahir zaman için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Öyle bir zaman gelecek ki; doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek. Kişi kendisinden şahitlik istenmediği hâlde şahitlik edecek; yemin etmesi istenmediği hâlde yemin edecek.”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, XXIII, 314; Heysemî, VII, 283)
Yine başka bir hadiste şu ikaz yer alır:
“Öyle bir zaman gelecek ki insanlar, iyiliği tavsiye etmeyecek; kötülükten de sakındırmayacaklar.”
(Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, VII, 280)
Beş Büyük Fitne
Abdullah bin Ömer (r.a.) şöyle rivayet eder:
Rasûlullah (s.a.v.) bize yönelerek şöyle buyurdu:
“Ey Muhacirler cemaati! Beş şey vardır ki, onlarla imtihan edildiğinizde ben sizin o şeylere erişmenizden Allah’a sığınırım:
1. Bir milletin içinde zina ve fuhuş ortaya çıkıp alenî hâle geldiğinde, onlarda daha önce görülmemiş hastalıklar ve salgınlar yayılır.
2. Ölçü ve tartıyı eksik yapan toplum, kıtlık, geçim sıkıntısı ve yöneticilerinin zulmü ile cezalandırılır.
3. Mallarının zekâtını vermekten kaçınan millet, yağmurdan mahrum bırakılır. Hayvanları olmasa yağmur bile yağmaz.
4. Allah’ın ahdini ve Rasûl’ünün sünnetini terk eden milletin başına, Allah mutlaka kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder.
5. İdarecileri Allah’ın kitabıyla hükmetmeyip indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe, Allah onların hesabını kendi aralarında görür; fitne, fesat ve anarşiyle cezalandırır.”
(İbn Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623; Beyhakî, Şuab, III, 197)
Sonuç olarak:
Bugün ve yarın farklı söylemlerle yaşayan, menfaat için kalıptan kalıba giren bir toplumun sonu hüsrandır. Kalıcı olan yalnızca Allah’ın huzurunda eğilmek ve O’nun rızasını kazanmaktır.
Ahmet Sağlam
Yorumlar
Kalan Karakter: