Arapçamı geliştirmek ve pratiğimi arttırmak için çizgi film seyrediyorum. Her gün en az 10 dakikamı buna ayırmaya gayret ediyorum. Çizgi filmi seyrederken anlama gayesi gütmüyorum çünkü beyin öyle bir organ ki bir şeyde ısrar edince ona karşı direnç gösteriyor ve bu yüzden bir şeyi öğrenirken sorun yaşıyoruz. Aslında bu biraz da bizimle ilgili bir durum. Biz beynimizi öğrenmeye kapatmışız bir şekilde. Hâliyle bilinçaltımız da bu nedenle yeni bilgilere ve ezbere karşı savunma geliştiriyor ama konumuz bu değil elbette. Çizgi film seyrederken tefekkür ettiğim bir düşünceyi kaleme almak istedim.
Şirinlerin bir bölümünde usta nam-ı diğer becerikli şirin bir Şirin Günü vesilesiyle hava durumunu kontrol eden bir makine icat eder. Şirinlerin geneli güneşli havayı istediğinden güneşli hava ayarlanıp pikniğe gidilir ama çiftçi şirin ürünlerinin gelişmesi için bolca yağmur istemektedir. Şiir yazmak için köyde kalıp pikniğe gitmeyen şair şirin de güneşli bir hava istemektedir. Çiftçi şirin ilgili makineyi yağmurlu havaya ayarlar ve bundan sonra şair şirin ile ilgili makinenin yanında kavgaya tutuşurlar. Birisi güneşli, diğeri de yağmurlu havayı ayarlamaya çalışırken makine bozulur. Makinenin bozulmasıyla hava olayları aniden sürekli değişir. Öyle ki karlar, sis, yağmur, dondurucu soğuk ve fırtınalar kontrolsüzce bir kaos havasında kendini gösterir.
Şirinlerin başka bir bölümünde de yine bir Şirin Günü dolayısıyla dev bir tatlı yapmaya karar verilir. Tatlı için süt, bal ve un temin edilmiştir ama yumurta bir türlü bulunamaz. Gargamel de sihirli bir yumurta icat ederek tüm istediklerini gerçekleştirmenin peşindedir. Gargamel yumurtayı icat eder ama karnı aç olan Kocaağız yumurtayı alıp götürür. Ormanda Kocaağız uyuklarken Gargamel yumurtayı almaya çalışır ancak Kocaağız uyanır. Kocaağız Gargamel’i hırpalarken o yumurta yuvarlanarak yumurta arayan şirinlerin önüne geçer. Şirinler yumurtayı götürürken bir an önce köye ulaşmak istediklerini dile getirir getirmez köye âdeta ışınlanırlar. Yumurtanın sihirli olduğu ortaya çıkınca herkes kendince bir şeyler ister. Birisi zengin olmayı, birisi en usta müzisyen olmayı, kimisi çiçek desenli cildi, birisi meyve suyu ister. Bazıları da Şirin Baba’ya benzemek ve onun yerini almak ister. Hâliyle 3 adet Şirin Baba figürü oluşur. Gerçek Şirin Baba da o sinirle farkında olmadan kendini maymuna çevirmiştir. Sona kalan 2 şirin sıra kavgasından sonra birbirlerinin sima ve bedenleri hakkında oldukça iğrenç isteklerde bulunurlar. Yani tam bir kaos ortamıdır.
Her iki bölümde de otoriteyi sağlayan yegane güç Şirin Baba olmuştur. Ben bunları seyrederken aslında görmezden geldiğimiz bir hakikati de tefekkür etmiş oldum. Hâliyle benim şirinleri seyredişim ibadete dönüşmüştür inşaAllah.
Allah ile beraber bir başka ilah daha olsaydı aynen şirinlerde vaki olan durum olacaktı. Düşünsenize! İlahın biri yağmur istiyorken diğeri kar isteyecektir. İlahın biri diğeri ile güç savaşına girecek ve evreni helak edecektir. Bu evrenin bu kadar düzenli bir şekilde ve hiçbir kaos olmadan yönetimi için sadece tek bir otorite tarafından yönetilmesi gerekir. Eğer farklı otoriteler vaki olsaydı oluşacak kaos ortamı nedeniyle bizler de var olamazdık büyük ihtimalle. Bir şekilde var olduk diyelim. Bu durumda tıpkı şirinlerdeki gibi hava olaylarının ani değişimi görülebilir ya da bazılarımız farklı cisimlere dönüştürülebilirdi. Bu evrenin sadece tek bir otorite tarafından yönetilmesi aslında büyük bir nimettir bizim için. Başka bir deyişle sadece tek bir ilahın var olması aslında âlemler için nimettir.
Allah’ın bazı kullarına bahşettiği özellikler herkeste olsaydı olabilecekleri hayal edelim. Örneğin, herkes Hz. Süleyman (a.s.) gibi cinleri, rüzgârları, hayvanları, vb. Kontrol edebilseydi yeryüzünde şimdikinden daha fazla kaos çıkar ve dünya yaşanılmaz bir hâl alırdı. Bir filmde köpek balıklarını kontrol edebilen bir insan birçok masum insanı onlara yem yapmıştır.
Bazen her istediğimiz olmuyor diye kızıyoruz ya! İyi ki de olmuyor. Her duamız ve bedduamız bizim istediğimiz şekilde gerçekleşmiyor ya da hiç bu dünyada kabul olmuyor ya! İyi ki de böyle. Allah en adil olandır. Allah her şeyi en iyi bilendir. Bir çizgi film seyrederken böyle şeyler tefekkür ettiren Allah’a hamd olsun. Çizgi filmleri seyrettiğim vakit inşaAllah ibadete dönüşmüştür, diye umuyorum.