Unutturulmaya çalışılan, Türk’ün büyük gücünü yazıyorum. Bu yazılar her birimize yol haritası
olmalıdir.Tarih bilgimiz, atalarımıza bağlılığımızi ve mefkuremiz davamızi,İslam inancımız ile
pekiştirmeli ve dolayısıyla geçmişimize her daim sahip çıkmalıyız. Aşağıdaki anekdotlar tarihimiz için
oldukça önemlidir,dikkatle okuyunuz.
ALPARSLAN VE DİYOJEN
Alparslan, çadırına aldırdığı esir imparator Romen Diyojen’e sordu: ‘Beni yakalasaydınız ne
yapardınız?’ Romen Diyojen utana sıkıla cevap verdi: ‘Atımın kuyruğuna bağlayıp sürüklerdim ya da
demir bir kafese koyup ülke ülke gezdirirdim.’
Alparslan, peki benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz? diye sordu.
Diyojen:
‘Ya beni hemen idam edeceksiniz ya da zaferinizi kutlamak için benim yapmayı düşündüğüm gibi
demir kafese koyup ülke ülke gezdireceksiniz.’ dedi.
Sultan Alparslan, yanındakilere Romen Diyojen’i işaret ederek, ‘İşte aramızdaki fark!’ dedi.
Sonra tekrar imparatora döndü ve ‘Sizi serbest bırakacağım.’ dedi.
Romen Diyojen aldığı cevap karşısında dondu kaldı. Söyleyecek hiçbir cevap bulamadı. Olduğu yere
çökerek, ‘Size neden büyük Alparslan dendiğini şimdi anlıyorum.’ diyebildi. Daha sonra serbest
bırakılan Diyojen kendi halkı tarafından tutuklanarak gözleri kör edildi. Romen Diyojenin şu sözleri
tarihe geçmiştir. “Düşmanım olan Sultan Alparslan sizin yaptığınız kötülüğü bana yapmamıştır.
Türkler bana asla esir muamelesi yapmadılar. Barbar olan Türkler değil sizlersiniz.”
ATİLLA(ATTİLA) VE PAPA
Papa’nın, Roma kapısına dayanan Attila’ya sızlayarak yönelttiği sözler, Attila’nın Türk gönlünü
hedefliyordu: -Ey yoksulların koruyucusu… Ey zalimlerin korkusu... Ey büyük Attila! İşte ben, bütün Hıristiyanların
temsilcisi, ben Papa 1. Leo, önünüzde diz çökerek yalvarıyorum: Roma’ya girmeyiniz. Dünya
Hıristiyanları adına sesleniyorum, bize acıyınız…
Attila’nın Papa’ya cevabı, Attila’yı daha da yüceltiyordu:
Kalkınız Papa hazretleri! Bir din büyüğünün önümüzde diz çökmesine gönlümüz elvermez. Lütfen
kalkınız! Roma’yı ve sizleri bağışlıyorum. Barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığınız sürece, benden size
zarar gelmeyeceğini biliniz. İmparatorunuz, Romalıları adalet üzere yönettiği sürece, ben
uzaklardayım. Aksi halde çok yakınınızdayım ! Selâm söyleyiniz, sizi bana gönderen İmparatorunuza !
Attila, Avrupa’da esen Asya’nın bozkır rüzgarıydı.
İSRAİL ASKERİNE MESCİDİ AKSADA POSTA KOYAN TÜRK
1967 yılında, Kudüste Mescid-i Aksa da İsrail askerleri Kubbetüs-Sahra’nın alemi üzerine İsrail
bayrağını asar. Dönemin Kudüs Başkonsolosu (1967-1971) Ali Refik İleri’nin makam aracı Harem-i
Şerif’in kapısı önünde durur.
Araçtan inen diplomatımız, Harem’de bulunan işgal ordusu komutanına kısa ve öz konuşur: “Siz
Arapları yendiniz; tüm Müslümanları değil. Burası sadece Araplara değil, tüm Müslümanlara aittir. O
bayrağı hemen indirmezseniz bunu İsrail ile Türkiye arasında savaş sebebi addederiz.”
İki saat sonra bayrak indirilir.
İşte böyle yüreğini ortaya koymuş cesur, diplomat ve yiğitlerle bileğimiz bükülmez. Allah rahmet
eylesin ruhu şad olsun...
İşte ecdat küffarın karşısına çıkmış hepsine dersini vermiştir. Cenab-ı hak Türk’ün yüreğine cesaret
vermiş, küffarın karşına her daim korkusuz cengaver olarak çıkarmıştır. Gençler! Unutmayın, siz
Türklüğünüzü unutsanız bile düşmanınızin sizin Türk olduğunuzu asla unutmaz.Bu sebeple bile her
daim kulturumuze sahip cikmak zorundasiniz.
Türk’ün büyük gücünü her daim anlatacağız, saygı ve sevgilerimle ...
Ağzına yüreğine sağlık canım kardeşim. Geçmişimizi hatılamaya,hatır***maya ve hatırlatmaya ihtiyaç var. Bunu da güzel yapıyorsun. Eyvallah. Selametle.
Türkleri böl parçala yöntemleri ile laiklik kuşatması ile çok güzel dindarlar dan uzaklaştırdılar. dindarlar birbiri ile uyumlu olmadığı için Türk'ün gücünü gösteremiyoruz.
Çok teşekkürler. Bunları öğrenmeye okumaya çok ihtiyacımız var. Kaleminize sağlık
Kalemine yüreğine sağlık kardrşim
Emeğinize yüreğinize sağlık Murat bey.Iyi ki varsınız.Sayenizde bilmediğimiz ya da bilsek de unuttuğumuz konulara deginiyorsunuz.Allah razı olsun.Devamini sabırsızlıkla bekliyoruz.