Atalarımız ibreti alem için söyledikleri sözler yaşantımıza her daim ışık olmuştur. Sırlarla ilgilide çok söz söylenmiş sırra da çok önem vermişlerdir. İşte Sır katibi yazıma başlarken iki önemli sır sözle başlayalım.
“Hür insanların gönülleri sırların mezarıdır” ve, “Sırrımı düğmem bilse onu koparır atarım” .
Evet, Sır, insanın esiridir. Açıklayınca, insan ona esir olur.
Sırrını hiç kimseye söyleme! Akıllıya söylersen, seni zelil görür. Ahmağa söylersen, başkalarına söyleyerek sana hıyanet eder.
Sırrını söylersen, senin kendi gönlüne sığmadı demektir. Başkasının gönlüne sığmasını nasıl beklersin? Kendi sırrına senin gönlün dar gelirse, başkasının gönlü geniş gelir diye hiç bekleme. Otur kendini ayıpla!
Bir çok devlet adamı, başarılarının en mühim sebebinin sır saklamak olduğunu bildirmişlerdir.
Padişahlar daima öyle bir yol tutmuşlar ve öyle hayat sürmüşlerdir ki, sırlarını hiç kimse, hatta hanımları da bilmezdi. Fatih Sultan Mehmet Hanın, "Yapacağım işleri, sakalımın bir kılı bile bilse, onu koparırım" dediği meşhurdur.
Sır kâtipleri, tarih boyunca farklı dönemlerde farklı görevlerde bulunan kâtiplerdir. İşte bazı önemli sır kâtipleri ve görevleri:
1. Hz. Muhammed (S.a.v.) Efendimizin Sır Katibi Zeyd ibn Harise: Özel kâtip ve güvendiği birisidir. Aynı zamanda Peygamber efendimizin evlatlığını da yapmıştır.
2. Osmanlı İmparatorluğu’nda Sır Katibi: Osmanlı’da padişahların sadrazamlarla gizliliği olan yazışmalarını yöneten katip olarak görev yapardı. Bu görev, başlangıçta bir sır katibi durumunda olan babüssaade ağası tarafından yürütülür dü. Daha sonra Arzhanede, sır katipleri aracılığıyla bu iş yapılmaya başlandı.
3. Memlükler Dönemi Sır Kâtipleri: Memlüklerde sivil bürokrasinin üstlendiği en önemli görevlerinden biri sır kâtipliğiydi. Bu görev, padişahların yazışmalarını takip etmekle ilgili ayrıcalıklı bir konuma sahipti.
Sır kâtipleri, dini ilimler konusunda bilgili, tarih ilmine vakıf, edebiyat alanında yetişmiş, son derece güvenilir ve mahir kâtipler arasından seçilirdi. Bürokratlar, sır kâtiplerinin aracılığına ihtiyaç duyardı. Bu görevler, tarih boyunca önemli kişilerin yanında yer alarak gizlilik ve güvenilirlik gerektiren yazışmaları yönetmekle ilgiliydi.
Türk sır kâtipleri, tarih boyunca farklı dönemlerde farklı görevlerde bulunan kâtiplerdir. İşte bazı önemli sır kâtipleri ve görevleri:
1. Osmanlı İmparatorluğu’nda Sır Katibi: Osmanlı’da padişahların sadrazamlarla gizliliği olan yazışmalarını yöneten katip olarak görev yapardı. Bu görev, başlangıçta bir sır katibi durumunda olan babüssaade ağası tarafından yürütülürdü. Daha sonra Arzhanede, sır katipleri aracılığıyla bu iş yapılmaya başlandı.
2. Memlükler Dönemi Sır Kâtipleri: Memlüklerde sivil bürokrasinin üstlendiği en önemli görevlerinden biri sır kâtipliğiydi. Bu görev, padişahların yazışmalarını takip etmekle ilgili ayrıcalıklı bir konuma sahipti.
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Sır Kâtipleri: TBMM’de hâlâ sürmekte olan sır tutma geleneği, stenograf yardımcıları aracılığıyla devam ediyor. Bu gelenek, devlette yüzyıllardır süren bir uygulamadır ve sır kâtipleri, gizli buluşmaları kayıt altına alarak bu geleneği sürdürüyorlar.
Sır kâtipleri, dini ilimler konusunda bilgili, tarih ilmine vakıf, edebiyat alanında yetişmiş, son derece güvenilir ve mahir kâtipler arasından seçilirdi. Bürokratlar, sır kâtiplerinin aracılığına ihtiyaç duyardı. Bu görevler, tarih boyunca önemli kişilerin yanında yer alarak gizlilik ve güvenilirlik gerektiren yazışmaları yönetmekle ilgiliydi. Ve bunlardan en önemli (İki örnek vereyim Ertuğrul gazi'nin ve Abdülhamid Han sır katipleri)
Sır katipleri sadece bu tip görevlerle sınırlı değildir kesinlikle etrafımızda halktan gibi sıradan yaşayan, günlük yaşantısı normalmiş gibi görünen, çok şey bilerek, bir şey bilmiyormuş gibi davranan, devletin bekasını sürdürmek için her yerde her alanda bulunan, yeminli sadakatlı ve asil soydan gelen, sessiz ama derin sır katipleri vardır diyorum.