Zaman zaman bir milletin iç sesi, siyasetin gürültüsü arasında kaybolur. Bugün o sesi duyurmak için kaleme sarıldım. Çünkü bir Türk milliyetçisi olarak susmak, şehitlerimizin aziz hatırasına ve bu vatan uğruna verilen mücadeleye saygısızlık olur.
Bu ülke uğruna 40 binin üzerinde can verildi. Dağda, ovada, pusuda, tuzakta... Her biri birer vatan evladıydı. Geride bıraktıkları; bir bayrak, bir ezan, bir mezar taşıydı. Fakat ne acıdır ki, bu uğurda verilen mücadelenin çizgisi zamanla bulanıklaştı. Terörle mücadele, siyasi pazarlıklara dönüştü. "Barış" adı altında, hainlerin uzantılarıyla yan yana gelindi.
Kürt ırkıyla hiçbir sorunumuz yok; bizim derdimiz, Türk ve Kürt halkının arasına kin sokan bölücülerledir. Bu ayrımı yapamayanlar ise halkın vicdanını yaralıyor. PKK'nın “silah bıraktık” söylemi, kazanlara atılan temsili silahlarla vitrine çıkarıldı. Ama mesaj şuydu: “Biz teslim olmadık.” Oysa teslimiyet, Türk milletinin şehitlerine saygının en temel gereğidir.
Bir başka acı nokta ise MHP gibi yıllarca millî değerlerin temsilcisi olarak savunulan bir partinin çizgi değişimidir. Milliyetçi reflekslerle oy verdik, mücadelemize ortak olsun diye savunduk. Şimdi AKP ve DEM partisiyle yan yana yürüyüş kararı alındıysa, bu bir kırılmadır. Bu karar, sadece siyasi değil, duygusal bir kopuşa da sebep oldu. Ve bu kopuş benim gibi binlerce Türk milliyetçisinin kalbinde derin izler bıraktı.
CHP’ye gelirsek… Atatürk’ün partisi olması gereken bir oluşumun, marjinal yapılarla flört etmesini kabul etmek mümkün değil. Etkinliklerde PKK’ya yakın isimlere selam verilmesi, Türk milletinin birlik ruhuna aykırıdır. “Türküyle, Kürdüyle, Alevi ve Sünnisiyle...” şeklinde yapılan konuşmalar, etnik ve mezhepsel ayrımları ön plana çıkararak millet olma bilincini zedeliyor. Oysa Atatürk ne derdi? “Büyük Türk Milleti.”
Ben bir Türk milliyetçisiyim. Oy tercihim; ideolojik değil, vicdanidir. Akıl, iman ve vatan sevgisiyle şekillenir. Etnik kimlik üzerinden politika yapanlarla; bölücülüğü meşrulaştıranlarla, millî değerlerimizi pazarlık masasına taşıyanlarla yolum bir olamaz.
Bugün yalnız hissediyorum belki… Ama vicdanım rahat. Duruşumu bozmadım, çizgimden sapmadım. Bayrağım, ezanım, şehidim, gazim kutsaldır. Bundan sonrası için oyum ne AKP’ye, ne MHP’ye, ne CHP’ye ne de DEM’e. Milletin sorunlarını bağırarak savunmayan, onun derdiyle dertlenmeyen hiçbir yapıya destek olmayacağım.
Bu köşe yazımı; hain kurşunlarla toprağa düşen şehitlerimize, kolunu bacağını cephede bırakıp hayata tutunan gazilerimize ve milletine özür borcu hisseden tüm vatanseverlere armağan ediyorum.
Saygılarımla,
Bir Türk Milliyetçisi Murat Gülşan
Yorumlar
Kalan Karakter: