“12 Yılın Ardından Değişmeyen Tek Şey: Bekleyiş”
Bir milyonda bir ihtimal için
Nasıl bir şey biliyor musun?
Oturursun pencerenin önüne…
Beklersin.
Saatlerce...
Günlerce...
Aylarca...
Yıllarca...
Ama beklenen gelmez.
Dolu dolu 12 yıl...
144 ay...
626 hafta...
4383 gün...
48 mevsim geçmiş.
Dahası mı?
Dahası da var elbette: 105.192 saat...
Kulağın hep kapıdadır.
Ama o kapı hiç çalmaz.
Bir milyonda bir ihtimal bulursun,
gerçekleşmesi için ona sığınırsın...
Ama gerçekleşmez.
Sen sadece beklemeye devam edersin.
Bir bakarsın,
duvar saatinin pili 500 kez değişmiş,
zilinki 100 kez.
Karşıdaki boş arsaya altı katlı, yirmi dört daireli bir apartman yapılmış.
Caddeye bulvar açılmış,
mahalledeki pastane kapanmış, yerine bakkal gelmiş.
İlkokul arkadaşın evlenmiş, çocuk sahibi olmuş.
Köşedeki fidan büyümüş, ağaç olmuş.
O çok sevdiğin soba yerini kalorifere bırakmış.
Sosyal medya değişmiş, parkta yeni nesil oyuncaklar yerini almış.
Ceviz ağacının, pencerenin yerini artık pimapen almış.
O çok sevdiğin kapaklı telefon piyasadan kalkmış.
Evinden otogara giden otobüs hattı bile artık yok.
Benzinliğin karşısındaki boş arsaya okul yapılmış.
Ve sen düşünürsün:
“Yine çok saçmaladım değil mi?”
Ama böyle oluyor işte.
Bir yanın hep eksik…
Bu yüzden saçmalıyorsun.
Zamanla her şey değişti.
Herkes değişti.
Bedenler değişti, ruhlar değişti, mekânlar değişti.
Ama değişmeyen tek bir şey var:
Beklemek.
Bir milyonda bir ihtimale sığınıp beklemek...
Bir gün o köşeden döneceğini beklemek...
O zilin çalacağını beklemek...
Sadece beklemek...
Bir de değişmeyen başka şeyler var biliyor musun?
12 yıldır balkonda asılı duran Ay Yıldızlı bayrak,
odanda asılı duran şapka,
dolabındaki gözlük,
banyodaki parfüm,
raftaki o çok sevdiğin kupa bardak,
çekmecendeki tişört...
Hepsi hâlâ yerli yerinde.
Kimse onlara dokunmadı.
Çünkü sen, evdeki eşyaların karıştırılmasını sevmezdin.
Her şey senin bıraktığın gibi...
Ama sen yoksun.
12 yıldır annemin gözyaşı dinmedi,
babamın içi buruk.
Evimiz sessiz…
Evimiz sensiz.
Dilde tek bir cümle:
“Vatan sağ olsun.”
O üniformayı öyle çok sevdin ki,
o topraklara öyle bağlıydın ki,
koşarak gittin.
Bayrak inmesin, ezan dinmesin,
bir avuç toprağı bile düşmana vermemek için...
Arkandan öyle bir onur ve gurur bıraktın ki,
bugün ayakta durmamızın tek sebebi o.
Selâm ve dua ile
Hülya Kuşin
Yorumlar
Kalan Karakter: