ÜMİDE SARILMAK
İnsanın kalbindeki en güçlü sığınaklardan biri ümittir. Ümit, Allah’ın rahmet kapılarının daima açık olduğunu bilmek ve hiçbir zaman karamsarlığa düşmemektir. Kur’an-ı Kerim’de defalarca “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz” (Yusuf, 12/87) buyurulması, bu hakikatin önemini gösterir. Çünkü ümitsizlik, insanın ruhunu zincirleyen en ağır yüklerden biridir.
Manevi hayatın en temel sütunlarından biri olan ümit, kulun Rabbine olan güveninin tezahürüdür. İnsan günaha düşse de, hatalar yapsa da affın ve mağfiretin kapısının açık olduğuna inanır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Kul günahları gök ile yer arası kadar olsa da Allah’a tevbe ederse, Allah onu affeder” buyurarak, ümidi diri tutmanın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Ümit, sabırla beraber düşünüldüğünde daha bir mana kazanır. Çünkü sabır, musibet ve sıkıntılara karşı kalben direnmektir; ümit ise o sıkıntıların ardından gelecek olan kolaylığa inançtır. Nitekim Kur’an’da “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” (İnşirah, 94/6) ayeti, hem sabrı hem ümidi besleyen ilahi bir müjdedir.
Ümitsizlik, şeytanın en büyük tuzaklarından biridir. İnsan nefsine ve hatalarına bakıp, “Ben artık kurtulamam” veya "bizden iş çıkmaz" diyerek vazgeçtiğinde, aslında Allah’ın rahmetini küçümsemiş olur. Oysa Allah’ın rahmeti, insanın hayal bile edemeyeceği kadar geniştir. Bir kul, hayatının hangi anında tevbe ederse etsin, Allah’a yöneldiğinde karşısında affediciliği ve sonsuz merhametini bulur.
Ümitli olmak, sadece ferdi değil, sosyal anlamda da diriliştir. Zulme uğrayan bir millet, Allah’ın yardımıyla adaletin tecelli edeceğine inandığında direnç kazanır. Tarih boyunca ümitle ayağa kalkan topluluklar, karanlık günlerden aydınlığa çıkabilmiştir.
Sonuç olarak, ümitli olmak müminin kalbini diri tutar, Allah’a bağlılığını güçlendirir ve hayat yolculuğunu manalı kılar. Çünkü Rabbimizin rahmeti sonsuz, mağfireti engin, vaadi kesindir. Kuluna düşen, hiçbir zaman ümidi terk etmemek, sabırla ve dua ile o rahmete yönelmektir.
Mehmet Nuri BİNGÖL
Yorumlar
Kalan Karakter: