VATANIN KALBİ ORMANLARIN DERİNLİKLERİNDE SAKLIDIR
Bir milletin gerçek zenginliği, ağaç örtüsüyle ölçülebilir. Tabiatı Allah’ın yazdığı bir kitaba benzetir Harvey. Şüphesiz ormanlar insanlığın nefes alması için son derece önemli yerlerdir. Sadece insanların değil dünyada yaşayan bütün varlıklar için ormanın önemi tartışılmaz. Pek çok canlı için hem barınak hem de hayatlarının devamlılığını sağlayan alanlardır ormanlar. Orman denilince akla sadece binlerce farklı ağaç topluluğu akla gelmemelidir. Orman tek başına bir eko sistemdir. Havası, suyu, tabii güzellikleri ve sakin ortamı ile özellikle de şehirde yaşayan insanlar için de beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan yerlerdir. Ormanlar, aynı zamanda bir milletin medeniyet seviyesini ortaya koyar.
Geçtiğimiz haftalarda bir program için gittiğim Bakırköy de karşılaştığım ve ilk defa gittiğim bir orman beni çok etkiledi. Neredeyse 35 yıldır İstanbul’da bulunuyorum bu ormandan haberim bile yoktu. 1936 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla hayata geçirilmiş olan bu orman Florya Atatürk Ormanı idi. İçerisinde bir süre yürüyüş yaptığım bu orman insanların yoğun şehir hayatından kaçış noktası olarak tabiatta güvenli ve keyifli bir şekilde vakit geçirilebilmesi için kurgulanmış. Florya Atatürk Ormanının tesisi için ilk adım, 1936 yılında Atatürk'ün talimatıyla Fransız Mimar ve Şehir Plancısı Henri Prostun Yenikapı-Yedikule yaya yolundan başlayarak Yeşilköy, Havalimanı ve Florya'ya kadar yeşil ağırlıklı bir şehir planı hazırlaması ile atılmış. Gazi Mustafa Kemal Atatürk imzalı 17.10.1937 gün ve 2/7485 sayılı özel bir kararname ile kuruluşu gerçekleşmiş olan bu ormanın asıl amacı kuruluşundaki kararnamede belirtildiği üzere, esas itibariyle bölgeyi rüzgâr, fırtına gibi abiyotik etkilerden korumak ve toplumun sağlık-estetik, eğlenme-dinlenme ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlanmak olmuştur.
Florya Atatürk Ormanının yapımı için Ord. Prof. Mazhar Diker ile birlikte İsmail Dağlı ve İsmail Sütmen görevlendirilmiş. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından imzalanan, kararname gereği başlatılan çalışmalar ile 1938-1960 yılları arasında 22.92 ha. alan ağaçlandırılmış 29 Temmuz 1980 tarihinde Orman Bakanlığı tarafından bölgeye Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müessesesi Ormanı kaydı düşülmüş ve bu tarihten itibaren ormanda ağaçlandırma faaliyetlerine hız verilerek yaklaşık 30 hektar alan daha ağaçlandırılmıştır.
Canlı bir eko sistem olan bu ormanda 31 farklı türde 14.138 adet ağaç bulunuyor. Buna ilaveten birçok kuş çeşidine de ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte buradan istifade etmeye çalışan bütün insanlara da hem nefes oluyor hem de hoşça vakit geçirmelerini sağlıyor. Bu orman içinde yürüyüş yaparken bir şey dikkatimi çekti her yer tertemiz pırıl pırıl idi. Her ne kadar az da olsa yerlerde sigara izmariti olsa da genel olarak tertemiz idi birçok piknik alanına ve ormanlarımıza göre. İnsanımız ne hikmetse böylesi muhteşem güzellikteki yerleri korumasını bilmiyor. Buraları çok çabuk tüketiyoruz, kirletmek ve çöp dağına terk etmek suretiyle. Çevre temizliği konusunda maalesef ülke olarak sınıfta kaldık. Bu konu da kendimize geleceğimiz de yok gibi.
Florya Atatürk Ormanında yürüyüş yaparken aklıma şöyle bir şey geldi. Bugün özellikle son 30 yıldır beton yığınına çevirdiğimiz dünyanın en güzel şehri İstanbul’da etrafında çok katlı binaların yapıldığı bu alan orman yapılmamış olsaydı belki de burası da betonlaşma ile karşı karşıya kalacaktı. Neredeyse 100 sene önce kurgulanan ve düşünülen böylesi şehirler içinde ekosistem kuran ve insanlara nefes olan ormanı kurma düşüncesi sürdürülebilir olsaydı bugün belki de İstanbul dünyanın en nadide şehri olabilirdi. Bugünkü betonlaşmanın esiri olmaz idi.
Aşık Veysel “Orman yurdun öz evladı ormansız yok dünya tadı” ifadeleriyle ormansız dünyanın tadının olamayacağını ve bir milletin ülkenin varlığının önemli bir simgesi olduğunu vurgulamaya çalışıyor ormanların. “Vatanın kalbi ormanların derinliklerinde saklıdır, ormansız bir millet ölmüş bir millettir” der Andre Theuriet’de.
Biz “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” diyen bir Peygamberin ümmeti olarak ağacın kıymetinin ne kadar önemli olduğu bilinciyle büyüyen bir toplumuz. Bu sebeple ormanlarımıza sahip çıkmakla kalmayıp onları korumasını da bilmeliyiz. Ormanı sadece şehirlerin dışında bir bitki örtüsü olarak görmeyip betonlaştırdığımız şehirleri de eş zamanlı ağaçlık alanlar ile donatmasını da bilmeliyiz. Orman sadece insan için değil bir eko sistem olması hasebiyle bütün canlılar için son derece önemli ve gereklidir.
Ormanlar şüphesiz hayatın kaynağıdır. Orman ve ağaca dair birkaç özlü söz ile yazımı tamamlamak istiyorum.
“Bir milletin medeniyet düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.” Franklin Roosevelt
“Yeşil görmeyen gözler, renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.” Mustafa Kemal Atatürk
“Ağaç, geçmişi geleceğe bağlar. Size sabrı öğretir. Beraber yaşamanın, faydalı olmanın zevkini verir.” Marcel Prevast
“Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer.” Atasözü
Önder Güzelarslan
Yorumlar
Kalan Karakter: