TUVALET TERLİĞİ İLE GEZENLER...
Arsa konusunda yaşadığımız dolandırıcılık ve mağduriyeti bir başka açıdan irdeleyerek özeleştiri yapmak meselenin sağlıklı değerlendirilmesi açıdan elzemdir.
Öncelikle, insanoğlunda bu tamahkârlık olduğu sürece dolandırıcılar ekmek yemeye devam edeceklerdir! Bu durumu değişik misallerle somut hale getirmek daha anlaşılır olacaktır.
İzmir Menderes Küner'e yakın yerlerde tapulu ve sadece 200 m² arsalar 4 milyona satılırken, tapusuz da olsa 500 m² arsayı 500-600 bin liraya alırken bu farkı hiç sorgulamadık! Buradaki çelişkiyi göz önüne alarak bu işte bir bit yeniği olabileceğini açgözlülüğümüz ve nefsimiz ile birlikte kabul etmek işimize geldi.
Diğer bir husus, arsayı gördük fakat kafamızda soru işaretleri olduğu halde emlakçının sürekli fiyatı aşağı çekmesine yine fit olduk. 1,2 milyondan 600 bine kadar yani % 50’lik bir indirimden rahatsız olmadık! Çünkü hem kesemize hem de nefsimize hoş gelmişti.
Noter satışı ve temlik usulü satışta sürekli noterin değişiyor olması bizi rahatsız etmedi! Ada, parsel, pafta gibi bilgiler yanlış giriliyor ve bunları ortaya çıkardığımız zaman hiç profesyonel olmayan bir şekilde orada düzeltmeye çalışmalarını, olur böyle şeyler diye önemsemedik!
Satış üzerinden bir sene geçmiş olmasına rağmen henüz daha yerlerimizin haritacı tarafından belirlenerek kazık dahi çakılmamış olmasını dert etmedik! Nasıl olsa toprak sahibi olmuştuk ya nasıl olsa halledilir diye umutla her türlü yalana kendimizi inandırdık.
Yerlerimiz belli olursa hemen etrafını çevirerek üzerine, “Özel mülktür!” diye afiş asmamız gerektiği uyarısından şüpheye düşmedik! Oysaki yer bizimse buna ne gerek var diye sorgulamadık.
Buna benze birçok husus bizi rahatsız etmediği için uysal koyun gibi her denileni doğru kabul ederek aslında bu mağduriyeti sizce de hak etmedik mi? Duygular bazen aklın ve mantığın önüne geçtiğinde sağlıklı düşünmek bunun yanında rasyonel bir davranış ortaya koymak maalesef ortadan kalkmaktadır. Buna emlakçıların lafazanlık, ikna kabiliyeti ve insan psikolojisini çok iyi bildiklerini de eklerseniz netice ortada.
Sonuç olarak; bu işte herkes kendini haklı görerek bir savunma mekanizması geliştirmiş durumdadır. Emlakçının köylüler hakkındaki tespiti, “Düne kadar tuvalet terliği ile gezenler, bugün marka arabalara biniyorlar!” diyerek aslında kendisinin de aracı olarak bir şey kazanmadığını ifade etmektedir, yerseniz tabii! Çuvaldızı hep başkalarına batırırken, iğneyi de kendimize batırmayı hakkaniyet adına uygun gördüm, her ne kadar bazıları itiraz etse de!
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yorumlar
Kalan Karakter: