SUÇ SABİT, SUÇLULAR SERBEST!
Yargı ve adalet konusunda işin ucu size dokununcaya kadar çok fazla duyarlılık kasmasanız da günün birinde mağdur olarak feryadınız arşı âlâyı tuttuğunda dönüp bakan olmayacaktır. Beşer olan insanoğlunun maalesef böyle bir zaafı vardır.
Arsa konusunda yaşadığımız dolandırıcılık ve mağduriyet sonrası bir gurup arkadaşla işi yargıya taşıdık. İki acar avukatımız, elimizde ne kadar; bilgi, belge, doküman, çıktı, yazışma, görüşme, kayıt, dekont, senet, sözleşme ve de noter satışı varsa hepsini bir dosyada topladılar. Bu tür klasörler biraz da abartılarak, “tuğla” kalınlığında diye ifade edilse de bizimkisi abartısız, “istinat duvarı” gibi durmaktaydı. Bu kadar belgeyi okuyacak savcı ve hakime doğrusu acımıştım. Diğer taraftan da böyle kabarık bir dosyanın yargıda karşılık bulmaması söz konusu olamazdı diye düşünerek hep birlikte mutlu olmuştuk.
Acar avukatlarımız sayesinde çok hızlı bir süreç bizi bekliyordu. Kısa süre sonra tüm mağdurlar emniyete ifadeye çağrılıyor ve dosya sürekli kabarıyordu. Bu durum bizim için hem umut hem de moral olacak gelişmelerdi. Bu arada çete olarak tam 13 zanlı tespit edilerek gözaltına alınıyor bu durum bizleri hayli sevindiriyordu.
Yargıdaki bu hız, bizleri mutlu etse de bu işin nereye varacağını merakla takip ediyorduk. Savcının; suçların sabit olması, boyutunun büyüklüğü ve de nitelikli dolandırıcılık kapsamında tutuklanması konusunda görüşüne rağmen mahkeme başkanı hâkim, zanlıların; yurtdışı yasağı ve haftada bir gün karakola imza verme karşılığı bununla birlikte adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına hükmetmiş olması bizleri ziyadesiyle üzmüştür.
Savcı ve avukatlarımızın itirazı da yine aynı kapsamda değerlendirilerek red edilmiştir. Tam netice alacağız diye umutlanmışken elimiz böğrümüzde öylece kala kaldık. Böylece kötüler ve kötülük ödüllendirildi, dolayısıyla bunlar da bundan cesaretle daha fazla insanı dolandırmaya devam edecekler, acı fakat gerçek durum bundan ibarettir.
Sonuç olarak; suçları sabit olmakla birlikte suçluların serbest kaldığı bir sistemle huzurlu bir toplum inşa etmek mümkün müdür? “Taşların bağlanıp, köpeklerin salıverildiği” bir ortamda hak aramak boşa kürek çekmek olacağı için suçluların ödüllendirildiği bir zulümle abad ne mümkün! Hak mücadelesi tabii ki devam edecektir, bunun yanında kul hakkı diyeceğim ama bu kadar kötü insanları bu şekilde etkilemeniz de çok mümkün gözükmüyor. Yine de Allah’a havale etmeyi de unutmuyoruz! Ormanköy, umutlarımızın başladığı ve bittiği yer olarak kalmaması için, “Aheste çekme kürekleri kayıkçı, Küner uyansın!” diye dua ediyoruz.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yorumlar
Kalan Karakter: