Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması, milliyetçi hareket içinde bir bütünleşme meydana getirir mi? Bu sorunun yanıtı, diğer milliyetçi liderlerin ve tabanın tepkisine bağlı. Özdağ, şu ana kadar özellikle MHP’nin çizgisi dışında kalan ve AK Parti ile ittifakı eleştiren milliyetçilere hitap ediyor. Tutuklama sonrasında bu gruplar, mevcut partilerindeki hayal kırlıkları nedeniyle Zafer Partisi’ne yönelebilir. Ancak, milliyetçi hareketin çeşitli kanatları arasında tarihsel ve ideolojik farklılıklar bulunuyor. MHP, BBP ve hatta İYİ Parti gibi partilerde bulunan milliyetçi unsurların tam anlamıyla Zafer Partisi çatısı altında toplanması zor olabilir. Bununla birlikte, Zafer Partisi’nin ideolojik ve siyasi mesajları, Özdağ’ın mağduriyet algısıyla birlikte daha geniş bir yankı bulabilir.
YANAN CANLAR, SORULAR VE SUÇLULAR
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de yangın nedeniyle 78 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı. Bu korkunç olay, sorulması gereken birçok soruyu da beraberinde getirdi.
Suçlu kim?
Bu trajediye yol açan eksiklikler veya ihmaller, toplumsal öfkenin odağında. Suçlu, otelin yönetimi mi, denetim yapmayan kurumlar mı yoksa şeffaf olmayan denetim sisteminin kendisi mi? Bu sorular yanıt beklerken kamuoyunda şu an şu kurumlar hedefte:
Turizm Bakanlığı: Turizm tesislerinin ruhsatlandırılması ve denetiminde birinci derecede sorumlu olan bakanlık, bu olayda yetersiz mi kaldı? Bakanlığın otel denetimleri, yüzeysel mi yapıldı?
Bolu Belediyesi: Bölge belediyesinin yangın öncesi denetimleri yeterince yapılmadı mı? Yangın yönetmeliğine uygunluk testleri eksik mi yapıldı?
Denetimlerin yetersizliği
Otelin yangın alarmı sistemi ve yangın merdiveni gibi temel altyapılara sahip olup olmadığı soru işareti. Denetim raporları gerçekleri yansıtıyor mu?
Eksikler ve güvenlik zafiyetleri: Yangın tüpü ve yangın merdiveni var mıydı? Olay yerinden gelen ilk bilgilere göre, yangın tüplerinin eksik olduğu ve yangın merdivenlerinin kullanılmaz durumda olduğu iddia ediliyor. Eğer bu bilgiler doğruysa, bu eksiklikler faciaların önlenebilir olduğunu gösteriyor.
Yangın alarmı sistemi çalıştı mı? Yangının ilk çıktığı anlarda alarm sisteminin devreye girip girmediği belirsiz. Bu sistemin çalışmamış olması, tahliyeyi önemli ölçüde geciktirmiş olabilir.
Para hırsına mı kurban gittiler? Otelin gecelik fiyatlarının 38.000 TL’ye kadar çıktığı bilinirken, bu kadar pahalı bir tesisin yangın gibi temel önlemleri almaması, kar hırsını sorgulatıyor. İnsan hayatı mı yoksa ticari kâr mı öncelikliydi?
Toplumsal Öfke: Bir sistem sorunu bir sosyal medya kullanıcısının sözleri, olayın derin köklerine dokunuyor: “Fakirsin, sahte içkiden ölürsün. Zenginsin, tatilde yanarak ölürsün. Kumpir yersin, virüsten ölürsün. Evde depremde ölürsün. Çocuksun, tacize uğrar ölürsün. Kadınsın, şiddete uğrar ölürsün. Hayvansın, eziyetten öldürülürsün.”
Bu ifade, insan hayatını hiçe sayan düzenin sorgulanmasını gerektiriyor. Depremde kolon yoksa, yangında merdiven yoksa; bu eksiklikler bir sistem sorununun işareti değildir de nedir?
Bu trajediden çıkarmamız gereken dersler net. Şeffaf ve etkin denetimler, hayat kurtarıcı olabilir. Ancak, bu denetimlerin ücret odaklı ticari çıkarların gerisinde kaldığı bir sistemde, insan hayatı hep ikinci planda kalacaktır.
Grand Kartal Otel yangını, ihmallerin ve eksikliklerin neden olduğu bir çağrı olarak değerlendirmek gerekiyor. Ancak bu çağrının yanıt bulup bulmayacağı, gelecek olayların trajedi siz olup olmayacağını belirleyecek.