BU BENİM HAYATIM...
İnsanoğlu doğarken de ölürken de yalnızdır. Etrafında kalabalıkların olması onu bu yalnızlıktan kurtarmaz. Bu döngü dün de öyleydi yarın da öyle olacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın!
İnsanın sosyal bir varlık olarak asosyal olması fıtrata aykırı olduğu gibi hayatın ritmine de uygun değildir. Asosyal insanların sonu, akıl hastanesine kadar uzanan sonun başlangıcı olmaktadır. Bu benim hayatım diyerek istediğiniz kadar özgür olmadığınız herkesin malumudur. Sizin özgürlük alanınız başkalarının mahrem alanına kadardır. Netice olarak toplumu düzenleyen kurallar belli bir düzeni kurmak için vardır. Düzenin olmadığı yerde kaos ve kargaşa olacağı için huzurdan bahsetmekte mümkün değildir.
Hayat benim, fakat sınırsız bir tasarrufa sahip değilim. Öncelikle bedenim bana emanet dolayısıyla ona hıyanet hakkı da yine bana ait değildir. Yaradan’a en azından kul olmak gibi bir görevim var. Bu dünyaya neden ve niçin geldiğimi sorgulamak durumundayım. Yüce Allah’ın verdiği akıl ve izan çerçevesinde bunu es geçmem olası değildir. Sadece nefsime köle olarak, onun istekleri istikametinde bir yaşam da boşa geçmiş demektir.
Yine bu hayat benim, fakat bunu tamamen kendim için yaşadığım da söz konusu değildir. En az yarısını başkaları için yaşadım! Çünkü ben aynı zamanda psikolojik bir varlık olarak; korku, kaygı, endişe, evham ve başkaları ne der diye yaşadım. Attığım her adım, aldığım her karar, yaptığım her aksiyon ve de soluduğum her nefeste hep toplumun kınamasından korktum. O yüzden de ben çoğu zaman kendim olamadım. Kendim olamadan yaşadığım hayatta doğal olarak bana ait değildir. Dolayısıyla hayattan alacağım var, fakat bunu kimden ve nasıl tahsil edeceğim konusu belli değil. Bu belirsizlik ise beni strese sokarak bir kısırdöngüye hapsediyor ki buradan çıkmak için uğraşırken bir bakıyorsun ömür saati dolmuş ve sen başka bir sefere çıkmışsın.
Sonuç olarak; bu hayat benim fakat yarısını başkaları için yaşadım. Toplumsal hayatın norm ve standartları bunu bana âdeta dayattığı için çaresiz bir şekilde teslim oldum. Tek başıma bir çıkış yolu bulmam mümkün olmadığı için kader ve kısmet çerçevesinde boyun eğdim. Kırıp dökmeden, bencilliğin zirvesine çıkmadan, empatiyi göz ardı etmeden, merhameti de es geçmeden mümkün mertebe kendi hayatını yaşayanlara selam olsun. Onlar ikinci bir şansının olmadığını bilen ender ve nadir varlıklar olarak Kutup Yıldızı olmaya devam edeceklerdir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yorumlar
Kalan Karakter: