HAYATIMIN ALTI ÜSTÜ
Alt ve üst birbirinin zıddı olmasına rağmen hiç ayrılmayan ikilem olarak hayatımızda hep yer almıştır. Bu iki kavramı hep bir arada kullanmak neredeyse yazılı olmayan bir kural gibidir.
Hepimiz kader ve mukadderat çerçevesinde bir hayatı aslında yaşamıyor, sadece figüranıyız. Birçok şeyi kendi cüzi irademizle yapıyormuş gibi görünsek de aslında olması gereken oluyor. Bize biçilen rolü oynamak içimize sinse de sinmese de boynumuz kıldan ince. Çünkü Yüce Allah bizim nasıl bir insan olacağımızı ezelde bildiği için ortaya çıkan süreç planın bir parçasıdır. Hemen akla şu soru gelebilir, her şey bir plan çerçevesinde ise ve bizim irademiz dışında oluyorsa biz niçin mesul oluyoruz? El cevap, Yüce Allah’ın sonsuz rahmet ve merhametine sığınarak Sıratı Müstakim yolunda alacağımız mesafeye bağlı olarak belki affeder düşüncesidir. O’na sığınarak, ram olmak bizi felaha ulaştıracaktır. Müslüman, ümit ve korku arasında olmak zorundadır!
İnsanoğlu yaşarken hayatının alt-üst olmasından dolayı büyük korku ve endişe yaşamaktadır. Bu belki haklı bir gerekçe gibi görünse de neyin hayır, neyin şer olduğunu bilmediğimiz için aslında çok vahim bir durum değildir. Bir kapı kapanırken başka birçok kapıların açıldığı herkesin malumudur. Fakat bu süreci yaşamak çok sıkıntılı olduğu için bu sınavı herkesin başarılı bir şekilde geçmesi de kolay değildir. Şüphe, kaygı, korku ve evham bizi farklı yollara savurabilir. İmanımız, inancımız, itikadımız ve güçlü kişiliğimiz çıkış yolunda bizim en büyük motivasyon kaynağımız olacaktır. Bunun yanında; sabır, şükür ve dua ile de bu tahkimatı güçlendirmek gerekiyor.
Bazen alt-üst olmak yeni bir başlangıç da olabilir. Dolayısıyla Allah’tan gelen her şeye sonsuz bir tevekkül ile teslim olmak meselenin halli yolunda önemli bir merhale olacaktır. İnsan beşerdir çoğu zaman şaştığı için neden diye sormaktan kendini kurtarması gerekiyor. Her şeyi anlamaya çalışmak çoğu zaman gereksiz ve beyhude bir çaba olacağı için, “Bunda da bir hayır vardır!” diye düşünmek aynı zamanda fıtrata da uygun olacaktır.
Sonuç olarak; ya hayatımın altı üstünden daha iyi ve hayırlıysa o zaman ne olacak? O yüzden, her şerden bir hayır çıkacağı umuduyla meseleye daha geniş zaviyeden bakmak aslında tam bir Müslüman tavrı olacaktır! Sonrası mı? Allah kerimdir, mutlaka bir kapı açacaktır, daha ne olsun?
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yorumlar
Kalan Karakter: