Bir yılı daha uğurluyoruz. Caddeler ışıl ışıl, meydanlar pırıl pırıl… İzmir’de belediyeler adeta bir “şenlik yarışına” girmiş durumda. Konser üstüne konser, süsleme üstüne süsleme… Harcanan para milyarlarla ifade ediliyor. İnsan sormadan edemiyor:
Bu belediyeler, daha düne kadar “paramız yok” diye ağlayan, devlete olan vergi borçlarını ödeyemeyen, işçisinin maaşını geciktiren, çöpünü toplamakta zorlanan, sanayiciden çöp kamyonu dilenen belediyeler değil miydi?
Demek ki sorun para değilmiş. Demek ki mesele öncelikmiş. Çöp dağları, aksayan hizmetler, borç batağı bir kenara; sahne ışıkları yanınca her şey unutuluyor. Belediyecilik, vatandaşın derdine çare olmak değil de organizasyon şirketi gibi davranmak sanılıyor. Vitrin parlak, mutfak karanlık… Ama kimse mutfağa bakmak istemiyor.
Öte yanda oteller dolu, eğlence mekânlarında yer bulmak imkânsız. Yılbaşı gecesi için masraf kelimesi sözlükten silinmiş. Yurt dışı turları kapış kapış. Bir kesim için hayat gayet “ışıltılı”. Sanki memlekette herkes refah içinde yaşıyor, sanki herkesin cebinde harcayacak fazladan parası var.
Ama gerçek bu değil.
Takvim yapraklarının değişmesi, herkes için umutların tazelendiği anlamına gelmiyor. 31 Aralık gecesi kimileri için havai fişek, müzik ve eğlenceyken; milyonlarca asgari ücretli, emekli ve dar gelirli için sadece bir gecenin daha sorunsuz atlatılması demek. O geceyi “en az hasarla” geçirmek demek. Elektrik faturasını mı ödeyeyim, pazara mı çıkayım diye düşünenler için yeni yıl; yeni kaygıların, eski borçların devamından ibaret.
İşte tam da bu yüzden “ölüler de sanır ki diriler her gün helva yiyor.”
Yukarıdan bakınca her şey güzel görünüyor. Işıklar göz alıyor, sahneler alkış alıyor. Ama o ışıkların ulaşmadığı evlerde karanlık var. O konserlerin sesinin gitmediği sofralarda eksik ekmek var. Belediyeler şov peşinde koşarken, vatandaş hayat pahalılığıyla boğuşuyor.
Yeni yıla girerken sorun süsleme eksikliği değil, adalet eksikliği.
Sorun konser sayısı değil, geçim sıkıntısı.
Ve asıl sorun, bunu görmezden gelen bir yönetim anlayışı.
Parıltıya aldanan çok olur ama gerçekler ışıkla örtülmez. Çünkü hayat, sahneden ibaret değildir.
İşte Türkiye’nin çıplak gerçeği burada yatıyor:
Asgari ücret açıklandı.
Emekli maaşları ne kadar olacak
Bir de emekli milletvekillerinin maaşlarına bakıyoruz…
Ve karşımıza çıkan tablo şu:
Türkiye’de geçim derdi yaşayan milyonlar için hayat her geçen gün daha da zorlaşırken, sistemin “ayrıcalıklı azınlığı” için hiçbir şey değişmiyor.
Asgari ücretli için yeni yıl; yeni umutlar değil, yeni hesap defteri demek. Kira mı ödenecek, fatura mı? Market poşeti mi dolacak, yoksa yarısı kasada mı kalacak? Açıklanan rakam, daha cebe girmeden eriyor. Çünkü bu ülkede maaşlar kağıt üzerinde artıyor, hayat ise her gün zamlanıyor.
Emekli için durum daha da vahim.
Yıllarca çalışmış, prim ödemiş, bu ülkenin yükünü omuzlamış milyonlarca insan bugün “ikramiye günü”nü değil, “indirim günü”nü bekliyor. Emekli maaşıyla ay sonunu getirmek artık mucize. Kimi pazardan akşam saatini kolluyor, kimi torununa harçlık veremediği için başını öne eğiyor.
Ama iş emekli milletvekillerine gelince tablo bir anda değişiyor.
Bir dönem Meclis’te bulunmuş olmak, ömür boyu garanti demek. Çalışmadan, üretmeden, çoğu zaman ikinci, üçüncü maaşlarla birlikte alınan emekli vekil aylıkları; asgari ücretlinin, emeklinin hayal bile edemeyeceği rakamlar. Üstelik bu maaşlar yetmiyor; danışmanlıklar, yönetim kurulu koltukları, huzur hakları devreye giriyor.
İşte Türkiye’nin çıplak gerçeği burada yatıyor:
Bir tarafta hayatta kalma mücadelesi veren milyonlar, diğer tarafta sistemin koruma altına aldığı ayrıcalıklılar.
Kutlayan Azınlık, Sürünen Çoğunluk
Bir yılı daha uğurluyoruz. Caddeler ışıl ışıl, meydanlar pırıl pırıl… İzmir’de belediyeler adeta bir “şenlik yarışına” girmiş durumda. Konser üstüne konser, süsleme üstüne süsleme… Harcanan para milyarlarla ifade ediliyor. İnsan sormadan edemiyor: Bu belediyeler, daha düne kadar “paramız yok” diye ağlayan, devlete olan vergi borçlarını ödeyemeyen, işçisinin maaşını geciktiren, çöpünü toplamakta zorlanan, sanayiciden çöp kamyonu dilenen belediyeler değil miydi?
Yayınlanma :
28.12.2025 17:29
Güncelleme
: 28.12.2025 17:29
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: