İzmir’de hava soğudu, kış kapıya dayandı ama bir yaz misafiri şehirden ayrılmadı: Karasinekler. Kış ayında hâlâ yoğun şekilde görülen karasinekler, artık sadece bir rahatsızlık değil, kent yönetiminin kronik hale gelen zafiyetinin açık göstergesi niteliğinde.
Bilimsel olarak hastalık taşıyıcı riskli vektör sınıfında yer alan bu sinekler, küçük kümeli enfeksiyonlara yol açarak halk sağlığını tehdit edebilir. Normalde soğuk hava koşullarında azalması gereken popülasyonun hâlâ bu denli aktif olması, sahada yapılan mücadelenin zamanlama, yöntem ve koordinasyon açısından ciddi eksikler taşıdığını ortaya koyuyor.
Bu tablonun asıl sorumlusu ise teknik anlamda çöp yönetimindeki aksaklıklar. Konteynerlerin dolup taşması, toplama saatlerinin düzensizliği, kapaksız ve hijyensiz çöp noktalarının yaygınlaşması, adeta sinekler için laboratuvar ortamı yaratıyor.
İklim değişikliği geçiş dönemini zorlu kılsa da sorun artık meteorolojik değil; tamamen yönetsel.
İzmir gibi Türkiye’nin en büyük kentlerinden birinde, havalar 10 dereceye düşmüşken hâlâ sinek konuşuluyorsa, sorun vatandaşta değil, yönetim aklındadır. Yerel yönetimin çevre sağlığı birimlerinde koordinasyon bozukluğu, ilaçlama süreçlerinde süreksizlik ve denetim eksikliği, bu tabloyu her geçen hafta daha da ağırlaştırıyor.
Ancak Karşıyaka cephesinde manzara yalnızca halk sağlığıyla sınırlı değil; siyasi ve idari açıdan çok daha derin bir kriz okunuyor.
Karşıyaka sokaklarında vatandaşların söylediği tek bir cümle var:
“Bu belediyeyi kim yönetiyor?”
Belediyeye ait düğün salonunun bir meclis üyesi bağlantılı bir isme devredildiği iddiası, kamu vicdanında ciddi bir şaibe yaratmış durumda. Bunun üzerine belediye kafelerinin kapatılması ya da kiraya verilmesi, halkın “Bir bardak çayın 20 TL olduğu belediye kafe mi olur?” tepkisini büyütüyor. Vatandaş açıkça söylüyor: “Bu kadronun işletmecilik bilgisi yok. Bu gidişle belediyeye kilit vurulursa şaşırmayız.”
Sokakta hâkim olan kanaat sert: Karşıyaka tarihinin en başarısız belediye başkanı ve yönetimi bu dönemde görevde.
CHP içindeki tablo da en az sokak kadar karışık. İlçe kongresinde yıllardır kavgalı olan eski belediye başkanlarının kol kola görünmesi, Karşıyaka’da “zoraki ittifak” yorumlarına neden oldu. Bir dönem birbirlerinin seçim ofislerini bastığı söylenen isimlerin bugün aynı masaya oturmasını sağlayan kişinin ise Cevat Durak olduğu konuşuluyor. Durak’ın bu birlikteliği sağlamasının sebebi olarak oğlunu belediye başkanı yapma hedefi gösteriliyor. Mevcut ilçe başkanının da Durak’ın “manevi oğlu” olarak anılması, kulislerdeki iddiaları güçlendiriyor.
Sokakta dile getirilen senaryo net:
• Bir sonraki yerel seçimde Cevat Durak’ın oğlu Karşıyaka belediye başkan adayı olabilir.
• İlçe Başkanı Levent Güçlü ise milletvekili adaylığına hazırlanıyor.
Bu süreçte en çok sorulan soru ise sert bir siyasi eleştiri içeriyor:
“Hayatı boyunca CHP’ye oy vermemiş, sağ partilerde siyaset yapmış bir isim Karşıyaka’ya hangi akılla aday gösterildi?”
Bu soru bugün Karşıyaka’nın neredeyse her sokağında duyuluyor. Halkın endişesi açık:
“Mevcut yönetim yüzünden CHP Karşıyaka’yı kaybederse şaşırmayın.”
Sonuç olarak hem sinek sorununda hem de Karşıyaka’daki siyasi iklimde görülen tablo aynı gerçeği işaret ediyor:
Yönetim aklı sorunlu, karar mekanizmaları zayıf ve sahadaki uygulamalar yetersiz.
Bu nedenle Karşıyaka’da hem halk sağlığı hem de siyasi geleceğin seyrini artık zaman değil, yönetimin performansı belirleyecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: